KORONALI YORUMLAR VE MASKELİ KORONA
MİKÂİL yaprak
Koronavirüs üzerine yapılan sayısız farklı yorumlar bir yana dursun; her alanda maddî ve manevî hayatımızı, ahlâk ve inançlarımızı hiçe sayarcasına öyle fütursuzca paylaşımlar sosyal medyada uçuşuyor ki, bırakınız Koronavirüs yorumlarını, virüsün kendisi bile o tahripkâr paylaşımların yanında zemzemle yıkanmış gibi temiz kalır.
Çünkü Koronavirüsü maddî ve geçici bünyemize zarar veriyor ve kısacık dünya hayatımızı tehdit ediyor. Halbûki genel ahlâkı tahrip eden, ibadetten alıkoyan ve imanı zedeleyen hezeyanlı fikirler ve edepsizlikler ise ebedî hayatımıza zarar veriyor. Bunu geçelim.
Gözle görülmeyen bir virüs dünyayı dize getirdi. Komplo teorisyenleri; virüsün sun’î olduğunu ve dünyaya yayılmasının, planlanmış komplo olduğunu iddia ediyorlar. Olabilir. Ama biz perde arkasını göremiyoruz, göremeyiz de. Virüsü göremediğimiz gibi-iddia edilen-virüs komplocularını da göremeyiz. Çünkü onlar da virüs! Global savaş ve terör komplocuları ise en tehlikelileri...
Ya peki komplo teorisyenleri? Onlar da tehlikeli değil mi?
Elbette ki onların hepsi; her zaman perde gerisinde, karanlık mahfillerde komplo planlayıcıları gibi tehlikeli olmasalar da, bazen ve bazıları tehlike boyutunda onlardan pek de geride kalmıyorlar. Nasıl mı?
Medyayı kendilerine ram ederek, vatandaşı kendilerine inandırarak ve kitaplarını yazıp satarak, televizyonlarda boy göstere göstere bedava reklâmlarını yaptırarak, komplo teorisyenliğini kendileri için bir kazanç kapısı haline getiriyorlar.
Hatta bazıları komplo teorilerini öyle bir kerteye getiriyorlar ki; meselâ önceki savaşlardan çok daha çetin, farklı ve korkunç boyutta olacağı varsayılan üçüncü bir dünya savaşı iddialarının yalan olmaması için, üçüncü dünya savaşının kopmasını içtenlikle arzu etmeye başlıyorlar.
Bunu da geçelim. Avusturya’da öğretmen arkadaşım, meslektaşım şöyle bir mesaj attı şahsıma: “Hocam, maalesef korona bizim aileyi de buldu. Eşimde ve oğlum Arif’te testler pozitif çıktı. Annemizin ve benim test sonuçları da bugün yarın açıklanır. Allah’tan şimdiye kadar semptomlar hafif ilerliyor. Kendine dikkat et, sağlıklı kal hocam, bu virüs maske falan tanımıyor.”
Değerli meslektaşıma cevabımız duâ ile geçmiş olsundan ibaret oldu. Ama onun, “bu virüs maske falan tanımıyor”sözü bize de garip bir yorum yaptırdı. Haa dedik, demek ki bizim bu virüs de maske kullanıyormuş. Hem de adamına göre türlü türlü maskelerle yanaşıyor. Senin masken görünüyor, ama onun maskesi de, kendisi gibi görünmüyor. Öyleyse bize düşen de; bütün tedbirlere riayet ederek, her şeyi GÖREN ve BİLEN Kadir-i Zülcelâl’e tevekkül etmek...
neden sonra Virüsün, yazar ve okurlarımızın çevresinde de dolanıp durduğu, yolunu ve fırsatını yakaladığı an içeri daldığı ve Hâlık’ından aldığı emri yerine getirdiği; hastalık haberlerinden ve vefatlardan anlaşılıyor. Merhum ve merhumelerimiz hakkında taziye mesajları ve yazılanlar hepinizin malûmudur. Biz de vefat edenlere tekraren rahmet ve mağfiret, halihazırda hasta olanlara da âcil şifalar Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz. Geçen Pazartesi okudunuz. Gazetemiz Yönetim Kurulu, pandeminin tavan yaptığı, camiamızda da hasta sayılarının ve vefatların arttığı şu dönemde, sağlık ve korunma tedbirlerine daha farklı bir dikkat ve hassasiyetle riayet edilmesini ve Risale-i Nur derslerine, şartlar normale dönünceye kadar online olarak devam edilmesinin uygun olacağını, tavsiye olarak duyurmaya karar verdi.
Son olarak müsaadenizle hizmet ehli bir ağabeyimizin zahirî sebep virüsten vefatı üzerine, “neden sonra” kabilinden bir yorumla mevzumuzu noktalayalım.
Baba düğünde virüse yakalanıyor. Yoğun bakım ve vefat! Düğündeki herkes karantinaya alınıyor. Ama neden sonra? Kalabalık bir düğün merasiminden sonra!
Neymiş? Aileye bir isim daha katılacakmış. Ama biri de haneden çıkıyor, o eve bir daha dönmemecesine! Hem de o hanenin reisi. Yaş 67 civarında. Düğünde virüs kapanlardan dolayı, düğüne katılanlar karantinaya alınırken, bu ağabeyimiz de yoğun bakımda sayılı nefesleriyle başbaşa bırakılıyor. Sayılı dünyalık nefesler tükenince, vade tamam oluyor.
Bir taraftan; her düğün öncesinde herkesin yürekten yaptığı, “Allah tamamına erdirsin” duâsı kabul oluyor. Öte taraftan; ruhlar âleminden gelip, çocukluktan, gençlikten ve ihtiyarlıktan geçip, vazifesini tamamlayan bir ruh, dünyaya veda ediyor; izn-i İlâhî ile, iman ve Kur’ân ziyafetleriyle ve inşaallah hüsn-ü hatime ile vazifesi hitama eriyor. Yakinen tanıdığınız bir isim. Hem de Hâlık-ı Zülcelâl’imizi tanıma azmiyle diz çöküp Marifetullah sofralarında Risale-i Nur dersleriyle beraberce sonsuzluğa kanat açtığınız bir isim. Vefatıyla, o derslerin ebedî mazhariyetlerine hakkelyakîn kavuştu inşaallah..
Düğünlere dâvetler, sonuç itibariyle Koronaya dâvetle eşanlamlı görüntülere ve neticelere kapı açıyorsa; düğünlere yeni bir format atmak lâzım, vesselâm!..