Deccal/süfyan, Deccalizm/süfyanizm nedir?

Günümüz eğitim, ekonomik, ticarî, sosyal, siyasî hayatı Deccalizm/süfyanizm ve onun kolları “ifsat, zındıka komiteleri ile Kemalizm” vs. dizayn etmiş ve kurgulamıştır.

Ahirzamanın en dehşetli zaman diliminde yaşıyoruz: Deccal, deccalizm! İslâm âlemindekinin ismi Süfyan, Süfyanizm! Peki, Deccalizm /Süfyanizm nedir?

Başta feminizm, Darwinizm, materyalizm, ateizm gibi sapıtmış bütün felsefik akımların birleşmesinden hasıl olan, bütün dinlere, manevî değerlere savaş açan Ahirzamanın

en dehşetli cereyanıdır.

Dehşeti, “dinsizlik ve maneviyatsızlığı” güya beşeri akla, bilme, aslında “yalana, iftiraya, baskıya, sömürüye, resmî dahil olmak üzere her türlü kuvvete ve şiddete” dayandırmasından kaynaklanır.

70 seneyi aşkın ve halen başta Çin olmak üzere Demirperde ve uyduları dahil, görmediği işkence, çekmediği azap kalmadı. Dehşeti, ayrıca Hz. Adem’den (as) kıyamete kadar gelen bütün kavimlerin helâkına sebep olan menfi hareket ve ahlâkdışı sapıtmışlık ve sapkınlıkları bünyesinde barındırır.

Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulur: “Hz. Adem’in (as) yaratılışından itibaren Kıyamete kadar geçen süre içerisinde Deccaldan daha büyük bir hadise, daha büyük bir fitne yoktur.” “Deccalın şerri şeytandan

1

daha etkilidir.” “Otuz kadar yalancı

2

Deccaller çıkmadıkça Kıyamet kopmaz. Bunlardan her biri Allah’ın elçisi olduğunu zanneder.”

3

Bediüzzaman, hadislerin ihbar ettiği âhirzamanın dehşetli şahısları (Deccal, Süfyan)ın âlem-i İslâm ve insaniyette zuhur ettiğini görür: O zamana yetiştiğinizde, siyaset canibiyle onlara galebe edilmez; ancak mânevî kılıç hükmünde i’câz-ı Kur’ân’ın Nurlar’ıyla mukabele edilebilir. “Ben bir mânevî âlemde İslâm deccalını gördüm.”

4

“Bütün mekteplerde ve dairelerde ve halkta, o ölmüş dehşetli adamın muhabbeti telkin ediliyor. Onun mahiyeti ne olduğunu anlatmak, öyle bir hadisedir ki, bizler gibi binler adam hapse girse, hattâ idam olsalar, din-i İslâm cihetiyle yine ucuz.”

5

D pnotlar: 1- Müslim, Fiten: 126. 2- Ramûzü’l-ehadis, s. 518. 3- Tirmizi, Fiten 43, (2219); Ebu Dâvud, Melâhim 16, (4333, 4334, 4335). 4- Şuâlar, s. 514. 5- Şuâlar, s. 298.