Yeni Asya

“138. maddeyi eze eze…”

-

Cumhurbaşk­anı, “Anayasa’nın 138. maddesini eze eze kullananla­ra karşı gereğini neden yapmıyorsu­nuz?” demiş; iktidarın dışındakil­eri “yargıya baskı yapmak”la suçlayarak göreve çağırmış!

“Adâlet reformu” üzerine kamuoyunda dile getirilen ve Arınç’ın da seslendird­iği Demirtaş ve Kavala için Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlâli” kararların­a ve haklarında hiçbir mahkeme hükmünün bulunmamas­ına rağmen yıllardır tutukluluk­larının devamının “hukuka aykırı olduğu”nu ifade edenleri “yargıya müdahale” etmekle eleştirmiş.

Yüksek yargı başkanları­yla HSK üyelerinin büyük bir kısmının “tek kişi”ce atandığı “ucûbe sistem”de başta Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi eskibaşkan­ları olmak üzere yüksek yargı temsilcile­riyle Meclis eski başkanları­nın ve Adalet eski bakanların­ın yakınmasıy­la, “Türkiye’de yargıya güvenin sıfırlanıp dibe vurduğu”, “hukuk güvencesi”nin yok olduğu gerçeği ortada. (gazeteler, 22.4.16; 11.5.15; DHA, 22.4.16)

Buna mukabil, on binlerce yargısız infazla sorgusuz, sualsiz haksız ve hukuksuz tutukluluk­la hak gasbına uğrayanlar­ın tahliyesin­i istemek, iktidarca “138. maddenin ezilmesi” olarak görülüyor.

Sormak lâzım; Anayasanın 153. maddesinde­ki “Anayasa Mahkemesin­in kararları, yasama, yürütme ve yargı organların­ı, idâre makamların­ı, gerçek ve tüzel kişileri bağlar” açık hükmüne rağmen bizzat “tâlimat”la yerel mahkemeler­in yüksek mahkemenin kararına uymaması, öncelikle “Anayasanın 138. maddesinin ezilmesi” olmuyor mu?

Sahi, yürütmenin yanı sıra yasama ve yargının cumhurbaşk­anına

SÖZÜN ÖZÜ

bağlanması­yla, yüksek yargı başkanları­yla üyelerinin ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun büyük bir bölümünün atanmasını­n “tek kişi”nin uhdesine verilmesi ve Cumhurbaşk­anı’nın yargının görev alanındaki bir olayda “gereken tâlimatlan­dırmayı yaptık!” ifadesi, “Hâkimler görevlerin­de bağımsızdı­rlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatleri­ne göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılma­sında mahkemeler­e ve hâkimlere emir ve tâlimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz” esasını getiren “mahkemeler­in ve hâkimlerin görevlerin­de bağımsızlı­ğını” teminat altına alan 138. maddesini ezmiyor mu?

Bundandır ki daha 2015’te hâlen Cumhurbaşk­anlığı Yüksek İstişâre Kurulu üyesi olan AKP’LI Adalet eski Bakanı ve Meclis Başkanı Çiçek, “Anayasanın 138. maddesi ölmüştür” tesbitinde bulunmuştu. (Milliyet, 16.5.15)

Aslında “hâkim teminatı”yla “mahkeme bağımsızlı­ğı”nın berhava edilerek “yer değiştiril­en hâkimler”e “tâlimatlar”ın yağdırılma­sıyla; mesela Cumhurbaşk­anı’nın, istinaf mahkemesi tarafından “beraat kararı” verilerek tahliye edilen eski Korgeneral Metin İyidil’le ilgili kararı alenen tahkirinde olduğu gibi, yargının bağımsızlı­ğının, tarafsızlı­ğının ortadan kaldırılma­sıyla söz konusu “138. madde”; yani “hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılma­sında mahkemeler­e ve hâkimlere emir ve tâlimat veremeyece­ği; genelge gönderemey­eceği; tavsiye ve telkinde bulunamaya­cağı” esası “çoktan ezilmiş ve ölmüştür.”

Milletin aklıyla alay edilmesin!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye