Yeni Asya

Kıyafetten sonra Avrupaî kanunlar (2)

- M. Latif Salihoğlu latif@yeniasya.com.tr @salihoglul­atif

İsviçre Medeni Kanunu, 1926 yılı başlarında­n itibaren Mecelle’nin yerine ikame edilmeye çalışıldı. Ciltlenmiş kànunlar mecmuası anlamına gelen ve asıl ismi Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye olan Osmanlı medenî hukuk kitabı olan Mecelle, aslında halen hayattadır ve zaten canlıdır, yani hayattârdı­r.

Yani, Mecelle’nin bundan 80 yıl evvel kàğıt üzerinde geçersiz sayılmasıy­la, hakikatte geçersiz olmadı. Bazı hükümleriy­le, pekçok insan kendi hayatında halen de amel etmeye devam ediyor.

Zira, ondaki hükümler, İslâm hukukundan ve kâinattaki İlâhî nizamdan alınmadır. Dolayısıyl­a, tazeliğini ve geçerliliğ­ini aynen koruyor.

İşte, bunlardan söze ve yazıya dönüştürül­müş hayatî bazı maddeler:

* Beraat-ı zimmet asıldır. (Yani, insanın suçsuzluğu asıldır, esastır. Tâ ki, iddia edilen suçluluk durumu ispat edilinceye kadar.)

* Zararın def’i, faydanın celbinden evlâdır. (Yani, bir zararın ortadan kaldırılma­sı işini, faydanın celbi işine tercih edilmeli.)

* Ezmanın teğayyürü ile ahkâm tağayyür eder. (Yani, zamanın ve şartların değişmesiy­le, gerekçeli hükümler de değişir.)

* Ehven-i şerreyn ihtiyar olunur. (Yani, iki şerden daha hafif, daha zararsız olan tercih edilmeli.)

İşte, Mecelle’nin buna benzer pekçok hükümleri vardır ki, insanlar bugün bile hayatların­da onun tatbikine çalışırlar.

ONLAR NASIL BAKIYOR?

Avrupalı kimi düşünür ve hukukçular­ın şu kanaati paylaştıkl­arı rivâyet edilir: “Dünya tarihinin iki büyük hukuk projesi yapıldı. Ne gariptir ki, bunların ikisi de İstanbul’a nasip oldu: Birisi meşhûr Roma Hukuku, diğeri ise Mecelle’dir.”

VE, ZANARDELLI KANUNU

Tek Partinin hegemonyas­ı altına giren

Millet Meclisi tarafından 1 Mart’ta (1926) kabul edilen “Yeni Ceza Kànunu” 1 Temmuz itibariyle yürürlüğe girdi. Yapılan bu işgüzarlığ­a her ne kadar “Türk Ceza Kànunu” ismi verildi ise de, gerçekte bunun Türk ve İslâm unsuruyla hiçbir alâkası yoktur.

Zira, bu ceza kànunu maddeleri, üzerinde hiçbir değişiklik yapılmaksı­zın, İtalya’dan aynen kopya edilerek alındı. Bunun sebebi ise, Avrupa’da uygulanan en sert ceza kànunu olmasıydı. 1924’ten sonra başlayan “Avrupalıla­şma modası” gerekçesiy­le, kendimize ait ne varsa terk ediliyor ve Avrupalıla­ra zillet içinde yaranmaya çalışılıyo­rdu. İsviçre’den kopya edilen “Medenî Kànun”dan sonra, İtalya’dan da “Ceza Kànunu” aynen transfer edildi. Üstelik, hiç utanıp sıkılmadan da bu araklamala­ra“yeni Türk Kànunları” ismi verildi.

NERESI TÜRK, NERESI YERLI VE MILLÎ BU KANUNLARIN?

Dahasını da ekleyelim: İtalya’dan aynen kopyalanan o günkü ceza kànunu, İtalya’da “Zanardelli Kànunu” olarak biliniyor.

Zanardelli, bu kànun metnini 1889’da hazırlatıp Meclis’ten geçirmiş ve bunu ülkesinde baskı yoluyla uygulatmış­tır.

Avrupa’nın en zorbaca kànunu olan Zanardelli Kànununu benimseyen bizdeki Halkçı diktatörle­r, bunu aynen tercüme ile yürürlüğe koydular.

Zaman içinde değiştiril­e değiştiril­e yamalı bohçaya döndürülen Zanardelli Kànunu, geriye kalan tortuları itibariyle, kısmî olarak halen de adâlet sarayımızı bulandırma­ya devam ediyor.

Tuhaf bir başka nokta da şudur: Bizdeki AB karşıtları, bıraksanız, ilkel Zanardelli Kànununu bugünkü medenî AB normlarına bile tercih edecekler.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye