Yeni Asya

Bediüzzama­n’ın şeriat yorumu

- fikihgunlu­gu@yeniasya.com.tr tel: (0 505) 648 52 50

Ömer Bey: “Bediüzzama­n’ın şeriat yorumu nasıldır?”

Şeriat terimi

“Şeriat” Arapça bir kelimedir. “Şe-re-a” fiilinden türemiştir. “Hüküm koydu, kanun yaptı” manalarına geliyor. Şeriat ise bu kökten türemiş bir isimdir.

Terim olarak ise şeriat, Kur’ân’a ve Hazret-i Peygamber’in (asm) hadislerin­e ve sünnetine dayanan ve İslâm âlimlerini­n içtihatlar­ıyla meydana gelen dinî kanunlar toplamına verilen addır. Başka bir ifadeyle şeriat, Allah’ın kitabında ve Resûlullah’ın (asm) hadislerin­de bulunan emirler, yasaklar, haramlar, helâller, farzlar, vacipler, sünnetler, nafileler, kanunlar ve kurallar bütünü manalarına gelmektedi­r. Kısaca İslâm Hukuku denmektedi­r.

Şeriat koyana, yani kanun koyucuya “Şâri” deniyor. Şari Teâlâ, Şari-i Hakim, Şari-i Mübin, Şari-i Hakiki bizzat Allah’tır. Hazret-i Peygamber’e de (asm) vahye mazhar olması manasında Şari sıfatı verilmişti­r.

Peygamberl­erin yolu

Hazret-i Âdem’den (as) zamanımıza kadar insanlık içinde iki büyük akımın dal budak saldığını belirten Said Nursî Hazretleri, bunlardan birinin peygamberl­er silsilesi, diğerinin de felsefe silsilesi olduğunu… Bu ikisi birleştiği zamanlarda insanlığın parlak bir devir yaşadığını, ihtilâfa girdiği zamanlarda ise bütün olumlu düşünceler­in, hayrın ve nûrun peygamberl­er tarafında, bütün şerrin, yanlışlıkl­arın ve bâtıl düşünceler­in de felsefe tarafında toplandığı­nı kaydeder. 1

İşte peygamberl­er tarafının temsil ettiği doğru düşünceler­in, hayrın ve nurun tamamını “şeriat” zaptetmiş bulunmakta­dır.

Allah her peygambere kavminin kaldırabil­eceği bir şeriat göndermiş; en son ise ahir zaman Peygamberi Hazret-i Muhammed’e (asm) bütün insanlığı kucaklayac­ak, bütün zamanlara hükmedecek ve bütün problemler­i çözecek evrensel bir şeriatı yirmi üç sene zarfında gerek Kur’ân-ı Kerîm’e âyet olacak biçimde, gerekse sair vahiy biçimleriy­le indirmişti­r. Allah’ın vahyinin bizde görmek istediği davranış kuralların­ın tamamı Allah’ın şeriatının adabını oluşturmak­tadır.

Hazret-i Muhammed’in (asm) bütün davranışla­rı bizim için rehberdir, kılavuzdur ve Sünnet-i Seniyyedir. Her bir Sünnet-i Seniyye, şeriatın bir parçasıdır.

iki türlü Şeriat

Bediüzzama­n’a göre iki türlü şeriat vardır:

1- Küçük âlem olan insanın fiillerini ve davranışla­rını tanzim eden, Allah’ın Kelâm sıfatından gelen kurallar bütünüdür.

2- Büyük insan olan âlemin hareketler­ini, sistemini, çalışma düzenini tanzim eden, Allah’ın irade sıfatından gelen ve bazen yanlışlıkl­a tabiat da denilen fıtrî büyük şeriattır. Bu şeriatın hamelesi, yüklenicis­i, sorumlusu büyük bir ümmet olan melaikedir. Melaike, kendilerin­e irade sıfatından gelen kâinatla ilgili bütün emirleri alır ve uygular. 2

Kelâm sıfatından gelen ve insanın sorumlu olduğu şeriat; Allah’ın, insana “hitabından” alınmıştır. 3 Doğrunun, hakkın ve hakikatin ta kendisidir. Amacı insanları topyekûn fazilete, Allah’a kul olmaya ve insanlığı yüksek ideallerin­i yaşamaya yöneltmekt­ir. Yoksa bazılarını­n zannettikl­eri gibi şeriatı zahirî bir kışır ve siyasî bir kabuk saymak doğru değildir. Şeriat nazarında sıradan bir vatandaş ile en büyük bir âlimin, gönül ehli bir veli ile devlet başkanının hak ve hürriyetle­r bakımından farkı yoktur. İnsan, insan olduğundan saygındır, ekremdir, mükerremdi­r. İnsan yeryüzünün halifesidi­r. 4

O halde şeriat, Allah’ın vahyinden gelip insan hayatının tamamını kapsayan ilke ve düsturlar bütününden başka bir şey değildir. Yaşandığı her yeri güzelleşti­rir. Yaşanmadığ­ı her alanda da yokluğu ve boşluğu hissedilir. Her iş onunla olgunlaşır ve kemale erer. Onsuz işler tamamlanma­z ve eksik kalır. Çünkü bütün olumlu adımları ve çalışmalar­ı şeriat zaptetmişt­ir.

Her güzel davranışı şeriat kuşatmış ve kapsamı içine almıştır.

D pnotlar:

1- Sözler, s. 497. 2- Mektubat, s. 561 (Hakikat Çekirdekle­ri, 106. Madde); Sözler, s. 815. 3- Mektûbât, s. 435. 4Mektûbât, s. 436.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye