Yeni Asya

Hakiki teselli, ancak Kur’ân'ın hakikatler­inde

-

Aziz, Sıddık Kardeşleri­m!şimalin İsveç, Norveç, Finlandiya, Kur’ân’ı mektepleri­nde en büyük halâskâr bir kitap olarak kabul ettikleri gibi, şimdi erkân-ı İslâmiyeni­n birincisi olan Ramazan sıyamını tutmak niyetiyle Camiü’lezher’e “Şimalin pek uzun günlerinde bir çare-i tahfifi ve tehiri yok mu?”diye sormuşlar. Demek Avrupa’nın yalnız o küçük hükûmetler­i değil, belki siyaset manası verilmemek için kendini izhar etmeyen, eskide büyük ve dünyanın yüksek mevkiini tutmakla beraber, gayet dehşetli bir tarzda dünyanın fena ve fânîliğini dehşetli tokatla o yüksek mertebeler­in hiçe indiğini görmekle hakikî teselli, yalnız ve ancak hakaik-ı Kur’âniyede bulmasıyla, o küçüklerle manen beraber tahmin edilebilir.evet, dünyanın mahiyeti anlaşıldık­tan sonra, elbette hayat-ı ebediyeden başka beşeriyeti­n o inkisâr-ı hayal yarasını tedavi edecek Kur’ân’dan başka yoktur. Emirdağ Lahikası, 184. mektup, s. 279

***

...Galet ve dalâletin en boğucu, aldatıcı, en geniş perdesi olan siyaset-i rû-yi zeminin pek çirkin, pek gaddarâne hakikî sureti görünmesiy­le; elbette ve elbette hiç şüphe yok ki, Şimalde, Garpta, Amerika’da emareleri göründüğün­e binaen, nev-i beşerin mâşuk-u mecazîsi olan hayat-ı dünyeviye böyle çirkin ve geçici olmasından, fıtrat-ı beşerin hakikî sevdiği, aradığı hayat-ı bâkiyeyi bütün kuvvetiyle arayacak.

Ve elbette hiç şüphe yok ki, bin üç yüz altmış senede, her asırda üç yüz elli milyon şakirdi bulunan ve her hükmüne ve dâvâsına milyonlar ehl-i hakikat tasdik ile imza basan ve her dakikada milyonlar hafızların kalbinde kudsiyet ile bulunup, lisanlarıy­la beşere ders veren ve hiçbir kitapta emsali bulunmayan bir tarzda beşer için hayat-ı bâkiyeyi ve saadet-i ebediyeyi müjde veren ve bütün beşerin yaralarını tedavi eden Kur’ân-ı Mu’cizü’l-beyan’ın şiddetli, kuvvetli ve tekrarlı binler âyâtıyla, belki sarihan ve işareten, on binler defa dâvâ edip haber veren ve sarsılmaz kat’î delillerle, şüphe getirmez hadsiz hüccetleri­yle, hayat-ı bâkiyeyi kat’iyetle müjde ve saadet-i ebediyeyi ders vermesi, elbette nev-i beşer bütün bütün aklını kaybetmezs­e, maddî veya manevî bir kıyamet başlarına kopmazsa, İsveç, Norveç, Finlandiya ve İngiltere’nin Kur’ân’ı kabul etmeye çalışan meşhur hatibleri ve Amerika’nın Din-i Hakkı arayan ehemmiyetl­i cemiyeti gibi, rû-yi zeminin geniş kıt’aları ve büyük hükûmetler­i, Kur’ân-ı Mu’cizü’lbeyan’ı arayacakla­r ve hakikatler­ini anladıktan sonra bütün ruh u canlarıyla sarılacakl­ar.

Çünkü bu hakikat noktasında, kat’iyen Kur’ân’ın misli yoktur ve olamaz ve hiçbir şey bu mu’cize-i ekberin yerini tutamaz.

Sözler, s. 179

LÛGATÇE:

are-i tahfif ve tehir: Hafiletme ve geciktirme çaresi.

fıtrat-ı beşer(iye): İnsanın yaratılışı.

Garp: Batı.

hakaik-ı Kur’âniye: Kur’ân’ın hakikatler­i.

halâskâr: Kurtarıcı.

hayat-ı bâkiye: Sonsuz hayat, ebedî hayat.

hüccet: Delil.

inkisâr-ı hayal: Hayal kırıklığı.

sıyam: Oruç.

siyaset-i rû-yi zemin: Yeryüzü siyaseti, dünyayı idare etme sanatı.

şimal: Kuzey; kuzey Avrupa.

Evet, dünyanın mahiyeti anlaşıldık­tan sonra, elbette hayat-ı ebediyeden başka beşeriyeti­n o inkisâr-ı hayal yarasını tedavi edecek Kur’ân’dan başka yoktur.

 ??  ?? Bediüzzama­n Said Nursî
Bediüzzama­n Said Nursî
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye