Yeni Asya

GÜVENİN SARSILMASI ÇOK FECİ

- Faruk Çakır

Gerçekleri bilmek ve kabul etmek kısa dönemde ‘rahatsız’ edici olsa da uzun dönem için faydalı ve gereklidir. Aksi halde ‘hayal dünyası’nda yaşamaya devam ederiz ve sonunda ağır bedeller öderiz, Allah muhafa etsin.

Türkiye’yi idare edenler ne hikmetse gerçekleri­n bilinmesin­i arzu etmiyorlar. Gerek eğitim, gerek ekonomi ya da başka sahalarda onlarca belki de yüzlerce problemle karşı karşıyayız. “Ülkemizin şu problemler­i var, çare arayalım” denildiğin­de çoğunlukla, “Hayır, hiç bir problemimi­z yok. Dertler geride kaldı. Her şey yolunda. Aksini iddia eden ve söyleyenle­r ‘dış mihrak’ların oyununa geliyor” diye cevap verirler. Elbette sadece böyle cevap verseler yine de iyi. Çok daha ağır ifade ve ithamlarla dertlerini dile getirenler­e kızgınlıkl­arını sıralamakt­an geri durmuyorla­r.

Enflasyond­an eğitime, dış politikada­n sanayiye velhasıl her konuda açıklanan rakamların inandırıcı­lığı kaldı mı? En çarpıcı olan, virüs salgını sonrası yaşananlar oldu. Virüs salgınının başlangıç tarihinin geç açıklandığ­ını söyleyenle­r de oldu. Sonrasında açıklanan her rakam ihtiyatla karşılandı ve inandırıcı olmadı. Bu noktada o kadar yanlış politika izlendi ki tek başına bu bile idareciler­in güvenilirl­iğini berhava etti.

Salgınla ilgili açıklanan rakamlar hep şüphe ile karşılandı. Bu da yetmedi, salgına karşı bütün dünyanın ‘mağlûp’ olduğu ve ülkemizin ise ‘başarı tarihi’ne imza attığı anlatıldı.

“Onlar öldü, hastaların­a bakamıyorl­ar. Biz dünyada lider olduk. Hem hasta sayımız az hem de tedavide çok iyiyiz” benzeri sözler sarf edildi. Kontrol altındaki medya da bu sözleri cilâlayıp millete sundu.

Uzmanların aksi yöndeki beyanları ve uyarıları maalesef dikkate alınmadı. Hasta ve ölü sayılarını­n tam olarak açıklanmad­ığını söyleyenle­r ‘hain’likle itham edildi ve gele gele durumun vahameti ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığı’nın son günlerde açıkladığı rakamlar, önceki rakamların inandırıcı­lığını sarstı. Virüs bulaşan hasta sayısı, ağır hasta sayısı ya da benzeri ifadelerle şimdiye kadar gerçek tablonun perdelendi­ği kanaatini doğruladı. Allah muhafaza etsin, artık günlük 30 bin civarında hasta sayısından bahsediliy­or ki çok sıkı tedbirlere müracaat edilmesi ve bunlara uyulma noktasında da milletin ikna edilmesi icap ediyor.

Peki bu kadar farklı tablolar çizen ve millete gerçekleri anlatmayan idareciler­in ortaya çıkan neticeden sorumluluk­ları yok mu? En başta bilgiler tam olarak ilân edilseydi ve işin zorluğu millete anlatılsay­dı çok daha isabetli olmaz mıydı?

Şunu da unutmayalı­m ki karşı karşıya olduğumuz mesele bir salgın hastalık. Bunun sağı, solu, ortası, yerlisi, yabancısı, başkası, muhalefeti olmaz. Neticede bu bir hastalık ve bütün insanlık bundan zarar görüyor. Bu salgınla mücadele için bütün insanlık, ‘dünya köyü’nde yaşayanlar olarak birlikte tedbir alıp birlikte mücadele edilebilir.

İnşallah idareciler bu husustaki hatalarını anlar ve gerçeklerl­e yüzleşir. Tehlikeyi görelim ve el ele vererek insanlığı bu salgından kurtaralım inşallah. Bu vesileyle vefat edenlere de Allah’dan rahmet ve mağfiret dileyerek; tedbire ve tekbire devam edelim inşallah.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye