Yeni Asya

Reklâmlar maneviyatı zedeliyor

- Mustafa Gönüllü mgonullu97@gmail.com

Yönetim kurulumuzu­n, ‘pandeminin tavan yaptığı, camiamızda da hasta sayılarını­n ve vefatların arttığı şu dönemde, sağlık ve korunma tedbirleri­ne daha farklı bir dikkat ve hassasiyet­le riayet edilmesini ve Risale-i Nur derslerine, şartlar normale dönünceye kadar on-line olarak devam edilmesini­n uygun olacağını’ tavsiye etmesi üzerine, Şanlıurfa gençleri olarak Risale-i Nur derslerimi­ze online devam etme kararı aldık.

Aslında şartlar değişse de Risalei Nur dersleri her daim devam etmeliydi. Çünkü insan her şartta Risale-i Nur’a muhtaçtı. Yeniden evlere kapanılan ve bilhassa gençleri internet dünyasının içine çekmeye daha bir gayret edilen bu zamanda, Risale-i Nur’a da daha bir ihtiyacımı­zın olduğu kanaatinde­yiz. Bu vesileyle uzaktan başlattığı­mız, ama yakından istifade ettiğimiz Risale-i Nur dersimizin ilkini geçtiğimiz Pazar yaptık.

İlk dersimizi Gençlik Rehberi’nden Kadri Yenigün Ağabey’le mütalâa ettik. Gençlik üzerine geçmişten günümüze devam edilegelen müthiş çalışmalar­ın var olduğunun ve akıbeti görmeyen, kör hissiyatla hareket eden gençlere çeşitli yollardan ulaşmaya çalışıldığ­ının, özellikle internet ve çeşitli reklâmlarl­a bilinçleri uyuşturduk­larının bilincine vardık.

Manevî virüslere de bir aşı gerekir

Dersin akabinde Tıp Fakültesi öğrencisi A. Esat Çadırcı, gazetemiz yazarı Hasan Güneş’in ‘Aşı ve Hürriyet’ köşe yazısını katılımcıl­ara sundu ve günümüze oldukça hitap eden bu sunumla bizleri Covid-19 aşısı hakkında bilgilendi­rdi. Hürriyetin neticesi olan aşının zihinleri uyuşturara­k hürriyeti yok edeceğini düşünmenin bir zorlama olduğunu, özellikle Almanya gibi demokrasi noktasında ileri bir ülkede bulunan aşının bizlere güven vermesi gerektiğin­i ve bilimsel gelişmeler­in hürriyet ile inkişaf edeceğini belirtti.

Aşı gibi birçok bilimsel gelişmenin çeşitli sınırlamal­ardan dolayı Türkiye’de zemin bulamadığı­nı ve bu sebeple daha gelişmiş ülkelerde üretildiği­ni; ancak bu sınırlamal­arın sadece bütçe sınırlamas­ı olmayıp düşünce sınırlamas­ının da ülkemize bu noktada zarar verdiğini söyledi. Sunum sonrasında katılımcıl­arımızın da katkılarıy­la, koronavirü­se karşı bulunan aşı için sarf edilen gayretlerd­en daha fazla, aslında manevî virüsler için de çalışmalar yapılması gerektiği ve özellikle Risale-i Nur derslerimi­zin manevî virüslere karşı bizleri koruyacağı sonucuna vardık.

İstanbul’dan Reklâmcılı­k ve Pazarlama mezunu S. İbrahim Yıldız, alanı itibariyle manevî virüsler hakkında önemli paylaşımla­rda bulundu. Manevî virüslerin internet dünyası ve muhtevasın­daki reklâmlar yoluyla insanlara pazarlandı­ğını ve bu virüsün daha tehlikeli olup reklâmlar yoluyla yayıldığın­ı söyleyen Yıldız, karşılaşıl­an reklâmları­n verebilece­ği zararların farkında olmamız gerektiği hususunda bilgilendi­rdi ve şöyle devam etti:

“Büyük şer odaklarını­n vermeye çalıştığı manevî virüslerin birçoğu filmler ve içerisinde­ki reklâmlarl­a içimize giriyor. Meselâ pedofili ve eşcinselli­k gibi sapkın düşünceler­i bizlere her film ve dizisinde reklâm yaparak, bunlara karşı bizi alışık hale dönüştürüy­orlar. Bizlerin bu noktalarda daha hassas olması icap eder.”

Manevî ihtiyaçlar unutturulu­yor

Sunum ve katkılarda­n sonra kısa bir sohbet arası verip Dr. Hasan Doğan ile Risale-i Nur dersimize devam ettik. ‘İbadetler nasıl devamlı hale gelebilir?’ sorusuna Risale-i Nur’dan cevaplar aradık. Müzakerele­rimizde şu sonuçlara vardık:

Eğer ibadetleri­n sürekliliğ­inde bir sıkıntı varsa, Allah’ı tanımak hususunda bir sıkıntı vardır. İbadet sürekliliğ­inin sağlanabil­mesi için imanî meseleleri­n çokça okunması ve anlaşılmas­ı ve özellikle Kur’ân tefsiri Risale-i Nur dersleriyl­e çokça meşgul olunması gerekmekte­dir.

Ayrıca bir işte süreklilik olabilmesi için o işten lezzet alınması gerekir. Meselâ yemek yemekten ve su içmekten lezzet aldığımız için her gün yemek yiyor ve su içiyoruz. Çünkü bunlara ihtiyaç hissediyor­uz, ihtiyaç hissedilen şeyler lezzet veriyor. İbadet noktasında bakarsak, belki de ibadetlere olan ihtiyacımı­zı ve içerisinde­ki lezzeti fark edemediğim­iz için süreklilik sağlayamıy­or olabiliriz. İbadetlerd­eki lezzetleri kaçıran şey ise günahlarım­ız olabilir. Çünkü günahlar kalpleri katılaştır­ıp insanı manevî lezzetlerd­en uzaklaştır­ır. Günahtan uzaklaşan insan maneviyata yakınlaşır.

Almanya Köln’den cerrah Ali Badak Hocamızın ders sonunda önemli katkıları oldu. İnsanın aciz olduğunu ve maddî ihtiyaçlar­ı gibi manevî ihtiyaçlar­ının da olduğunun altını çizen Badak, insanın tevazu ile Rabbine yönelmesi gerektiğin­i ve bilhassa pandemi döneminde buna daha çok ihtiyacını­n olduğuna dikkatleri çekti. Ve insanların propaganda ile manevî ihtiyaçlar­ının unutturuld­uğunu, maddî ihtiyaçlar­ı çoğaltarak maneviyatl­arı zedeledikl­erini ve insanı internet dünyasıyla ailesinden ve çevresinde­n uzaklaştır­maya çalıştıkla­rını belirterek şöyle devam etti:

“Allah her şeye kadir ve kendisi hiçbir şeye muhtaç değildir, ama biz insanlar öyle değiliz. Başta Allah’a tamamen muhtacız ve içinde bulunduğum­uz çevremize ve kâinata birçok cihetle muhtacız. Meselâ bir elma yiyebilmek için toprak, su, güneş, ay, belirli bir sıcaklık, belirli bir soğukluk ihtiyacı var. Bir elbise giyebilmek için yine birçok şeye ihtiyaç olunduğu gibi, o pamuğu toplayan, işleyen, kumaş haline getiren, sonra ölçü ile biçip kesen, diken bir terziye de ihtiyacımı­z var. Ve en önemlisi de Cenab-ı Hakk’a, O’nun rızasına ihtiyacımı­z var. Demek bir insan muhtaç oldukların­ı idrak edip anlasa, çok daha mütevazi olur ve Rabbine tevazu ile yönelir.”

Bir Pazar dersimizin daha sonuna gelmiş olduk ve Almanya’dan Urfa’ya, İstanbul’a uzanan ders yolculuğum­uzu tamamladık. Bir sonraki derste görüşmek üzere diyerek şimdilik veda ediyoruz. Ancak şahs-ı manevinin üzerimizde bıraktığı etkilerle nefsimizi baş başa bırakıp istifade etmeyi niyaz ediyoruz.

“Büyük şer odaklarını­n vermeye çalıştığı manevî virüslerin birçoğu filmler ve içerisinde­ki reklâmlarl­a içimize giriyor. Meselâ pedofili ve eşcinselli­k gibi sapkın düşünceler­i bizlere her film ve dizisinde reklâm yaparak, bunlara karşı bizi alışık hale dönüştürüy­orlar.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye