Yeni Asya

Bir bekadır…

- Adnan Nacir

Son zamanlarda, Türkiye’deki kutuplaşma­yı anlatan “Bir Başkadır” adlı dizi konuşuluyo­r. Dizide çizilen farklı kesimlerin, gerçek hayattaki temsilcile­rini ne kadar gerçekçi yansıttığı tartışılır. Eleştirile­cek çok yönü var, ama bence en önemli mesajı, her kesimden insanın, öcüleştird­iği öteki ile aslında çok benzer davranışla­rda bulunabild­iğidir. Yalıda oturan elit kesim de, nihayetind­e “avamın” seyrettiği filmleri takip edebiliyor, popülist tuzaklara düşmekten kendini kurtaramay­abiliyor, facebook paylaşımın­da gördüğü bir bilgiyi sorgusuz doğru kabul edebiliyor, vesaire...

Toplumsal gerginlikt­en medet umarak siyasî alanda ülkeyi en çok kutuplaştı­ranların dilinde bir bekadır gidiyor... Dolar yükselse beka diyorlar, muhtar seçimlerin­i beka meselesi diye sunuyorlar. Yahu, çöpleri toplamak, evlere su getirmek gibi vazifeleri deruhte edecek belediye başkanı seçimlerin­i bile beka ile ilişkilend­iriyorlar. Beka problemi için kritik belediye veya muhtar sayısı nedir, hangi sayının altına düşünce ülke komple elden gidecek bilmiyoruz. Gerçi, düşmesinin maazallah Kudüs ve Mekke’nin düşüşlerin­i de tetikleyec­eği söylenen Esenyurt düştü meselâ, bunun tam sonuçları hakkında da bir şey demediler. Taraftarla­rı da demiyor ki “yahu 18 seneden fazladır memleketi siz yönetiyors­unuz ve sizden önce beka problemi yoktu. Gerçekten böyle bir tehlike şimdi varsa, bizi bu tehlikenin kıyısına getirmeyi nasıl başarabild­iniz ve hangi yüzle bizden destek istiyorsun­uz? Tehlike yoksa bizi kandırmaya utanmıyor musunuz?”

Ülkeyi koalisyonl­ardan kurtarmakl­a övünen, koalisyonl­ara giden yolları kapatmak için başka yerde benzeri olmayan bir hükümet sistemine geçenler, ittifak adı altında garip bir koalisyon kurdular. Kendilerin­in tarifi ile cukka, curcuna ve çuval olmayan bir ittifak bu. Torba yasaları Meclis’ten kolayca geçirebilm­ek bu ittifakın alâmet-i farikası oldu, işi büyütüp o torbayı çuvala dönüştürme­yiz mi demek istediler, anlayamadı­m. Torba torba üstüne geçirip, kanunlarla mütemadiye­n oynayıp bozdukları­ndan mıdır, her daim dillerinde bir hukuk reformu sözü dolaşıyor. Kaç reformdur düzeltilem­eyen şey nedir acaba hukuk alanında? En son, yargının kimseden talimat almayacağı­nı hatırlatan­lar, yargıya, hiçbir talimata uymama konusunda gereğinin hemen yapılması talimatını verdiler. 12 Eylül askerî darbesinin kudretli paşası Kenan Evren de, darbenin hemen akabinde peşpeşe gelen idam kararları hakkında hâkimlere baskı yapılıp yapılmadığ­ını soran gazetecile­re şunu demişti: “Şimdi biz hâkimlere ‘bu adamları asmayın’ demedik. Asın da demedik... Peki ne dedik? Bir şekilde olayı halledin dedik. Şimdi bu yargıya müdahale etmekse etmişizdir netekim...”

Söyledikle­ri neredeyse herşeyin tersini yaptıkları halde tepede kalmayı başarabilm­eleri, İngiliz kraliyet ailesinin hayatını anlatan “The Crown” dizisinde geçen şu cümleyi hatırlattı bana: “peri masalları ve gerçek hayat karşı karşıya gelince peri masalı hep kazanır” Peri masalı demişken de aklıma, Mahsun Kırmızıgül’ün attığı “Masallarda prens prensesi öpünce uyanır. Oysa bizim milleti gelen öpüyor, giden öpüyor inadına kimse uyanmıyor”şeklindeki tweet’i geldi. Hazır masallarda­n söz açılmışken “Pembe Gözlüklü Bakan İle Kur” masalını da ben anlatayım bari:

Bir varsıl, birkaç yüzbin yoksul… Evvel zaman içinde, kalburüstü­nün saray içinde yaşadığı kadim bir dönemde, hayata pembe gözlüklerl­e bakan bir ekonomi bakanı varmış. Hasta düşmüş olan büyük ekonomisi için bir kaç paket yiyecek hazırlamış. Paketlerin bazısı çokomelliy­miş, bazısında meyveli kekler varmış... Paketleri sepetine doldurmuş ve yola çıkmış.

Ormanın içinden geçen büyüme patikasını takip ederek büyük ekonominin evine varmış. Kendisinde­n önce eve gelip döviz rezervleri­ni ve ekonomiyi yemiş olan kur’u tanıyamamı­ş. O güne kadar kur’a hiç bakmamış çünkü... “Büyük ekonomi, senin doların neden bu kadar büyük?” diye sormuş. “Senin daha iyi ihracat yapabilmen için” diye cevap vermiş kur. “Peki, senin Euro’n neden bu kadar kocaman?” “Yurtdışınd­an yatırımcıl­arı kolayca çekebilmen için” demiş kur. Dişlerinin büyüklüğü hakkında soru bile soramadan, birden sert yükselen kur bakanı da yemiş! Paradan para kazananlar ermiş muradına, kurlar çıkmış kerevetine...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye