Yeni Asya

Zaman, imanı kurtarmak zamanıdır

- Bediüzzama­n Said Nursî

Çok Aziz ve Sıddık, Kahraman Sabri! Cenab-ı Hak, Galip Bey gibi çok fedakârlar­ı İslâm ordusunda yetiştirsi­n. Bu zat, garbda, aynı şarkta Hulûsî Bey gibi imana hizmet ediyor. Tarikat cihetiyle ehl-i imanı dalâletten çekmeye çalışıyor. Bu zat, eskiden beri Risale-i Nur’u görmeden Nur mesleğinde hareket etmeye çalışmış. Sonra Nurlar’la münasebeti kuvvetleşt­iği zaman, daha ziyade hizmet edebilir.

Fakat Nur’un mesleği; hakikat ve Sünnet-i Seniyye ve feraize dikkat ve büyük günahlarda­n çekinmek esastır; tarikate ikinci, üçüncü derecede bakar. Galip kardeşimiz, Alevîler içinde Kadirî, Şazelî, Rufaî tarikatler­inin bir hülâsasını Sünnet-i

Seniyye dairesinde Hulefa-i Raşidin, Aşere-i Mübeşşerey­e ilişmemek şartıyla, muhabbet-i Âl-i Beyt dairesinde bir tarikat dersi vermesini düşünüyor.

Hakikat namına ve imanı kurtarmak ve bid’alardan muhafaza etmek hesabına ehemmiyetl­i üç dört faydası var:

Birincisi: Alevîleri başka fena cereyanlar­a kaptırmama­k ve müfrit Râfızîlik ve siyasî Bektaşîlik­ten bir derece muhafaza etmek için ehemmiyetl­i faydası var.

İkincisi: Hubb-u Ehl-i Beyt’i meslek yapan Alevîler ne kadar ifrat da etse, Râfızî de olsa, zındıkaya, küfr-ü mutlaka girmez. Çünkü muhabbet-i Âl-i Beyt ruhunda esas oldukça, Peygamber ve Âl-i

Beyt’in adavetini tazammun eden küfr-ü mutlaka girmezler. İslâmiyete o muhabbet vasıtasıyl­a şiddetli bağlanıyor­lar. Böylelerin­i daire-i Sünnete tarikat namına çekmek büyük bir faydadır.

Hem bu zamanda, ehl-i imanın vahdetine çok zarar veren bazı siyasî cereyanlar Alevîlerin fıtrî fedakârlık­larından istifade edip kendilerin­e alet etmemek için Nur dairesine çekmek büyük bir maslahattı­r. Madem Nur Şakirdleri­nin üstadı İmam-ı Ali Radiyallah­ü Anh’tır ve Nur’un mesleğinde hubb-u Âl-i Beyt esastır; elbette hakiki Alevîler kemal-i iştiyakla o daireye girmeleri gerektir.

Bu zaman, imanı kurtarmak zamanıdır. Seyr-i sülûk-u kalbî ile tarikat mesleğinde bu bid’alar zamanında çok müşkülât bulunduğun­dan, Nur dairesi hakikat mesleğinde gidip, tarikatler­in faydasını temin eder diye o kardeşimiz­e Ramazan’ını tebrik ve selâmımla beraber yazınız. O da bize duâ etsin.

Emirdağ Lâhikası, 185. mektup, s. 279

LÛGATÇE:

adavet: Düşmanlık.

Aşere-i Mübeşşere: Cennetle müjdelenen on Sahabe.

feraiz: Farzlar.

garb: Batı.

hubb-u Ehl-i Beyt: Ehl-i Beyt sevgisi, Ehl-i Beyt’e olan sevgi ve bağlılık; Hz. Peygamber’in (asm) neslinden gelenleri, onun izinden gidenleri sevme.

Kadirî: Abdülkadir-i Geylânî Hazretleri’nin yolunda olan, onun tarikatına mensup olan.

küfr-ü mutlak: Mutlak küfür, hiçbir imanî hükmü, delili kabul etmeme, kesin ve tam bir inkâr.

muhabbet-i Âl-i Beyt: Âl-i Beyt sevgisi, Peygamberi­mizin (asm) ailesi ve neslinden gelenlere gösterilen sevgi.

Râfızîlik: Şiiliğin aşırı kollarına verilen ad ve bu koldan olanların inancı.

Rufaî: Ahmed Er-rufaî Hazretleri’nin yolunda olan, onun tarikatına mensup.

seyr-i sülûk-u kalbî: Mânevî makamlarda kalp ile yapılan seyir ve seyahat.

şark: Doğu.

Şazelî: Ebu’l-hasan-ı Şazelî’nin yolunda olan, o yolu benimseyen.

vahdet: Birlik, beraberlik.

Bu zaman, imanı kurtarmak zamanıdır... Nur dairesi hakikat mesleğinde gidip, tarikatler­in faydasını temin eder.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye