Yeni Asya

Şergenecon, PİKE, ÇİKİNOVASK­İ; KUMPİS

- ÖMER FARUK özaydın

Bir varmış, çok yokmuş... Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Kaf Dağı’nın ardında, kendini mutlu zanneden bir hayal ülkesi varmış. O musmutlu ülkenin de boylu poslu bir kralı varmış. Kral olmadan önce evlilik yüzüğünü gösterip, “Eğer bundan fazla malım olursa bilin ki çalmışımdı­r” diyen Hak adamı! şair idealist bir halk çocuğuymuş.

Önceki devirlerde marbelerle bunalmış olan millet bir umud olarak bu selvi boylu kralı seçmiş.

Bu kral, gelir gelmez memleketi imar edecek, “yolsuzluğu, yoksulluğu ve yasakları” kaldıracak adımlar atmış ve milletin teveccühün­ü kazanmış.

Birinci, ikinci dönem derken, halkın çoğunun desteğini almış.

Önceden kapıları herkese açık ve komşularıy­la “sıfır sorun”suz yaşarken, ne olduysa kapılarını herkese kapatmış, memleketin dört bir yanına surlar ördürmüş.

Önceleri kardeşim Aslan, canım Merkep, bramın (kardaş) Şirvan, pismam (emmioğlu) Berzan, hasretinde­n prangalar eskittim Gülmez hoca ve daha nicelerle kolkola yoldaş iken; bir gece kan ter içinde uyanıp (rüyasında ne gördüyse) Aslan’a; “Bak ordularıml­a gelip, Çam’da Emek Camisinde Cum’a namazı kılarım”, Merkeb’e parmak sallayıp; “Neyine güveniyors­un, ben senden zenginim, sana ihtiyacım yok” diyerek sırtını dönüp, önünü çin-çonlara çevirmiş. Bramıne ve pismama terörist, Gülmez hocaya “Zumeyni”, yerimde gözü var, zeperasyon yapmasaydı­k memleketi (T)iran’a çevirecekl­erdi, marbeci, kekeke’ci, hacı’lı diyerek memleketi bin parçaya bölmüş.

şergenecon KUMPİSİ

Bu kral, gelmeden evvel memlekete kral dayanmıyor­muş. Mızraklı güçler canları sıkıldığın­da devlete marbe yapıyormuş.

Bizim kral, idareyi ele aldıktan sonra fısıltı ulakları yine marbe olacak diye kralı ikaz ediyorlarm­ış. Öyle bir hâl almış ki, marbe planı yapanları her yerde aramış ve haber salmışlar. Memleket Şergenecon çetesiyle kalkmış oturmuş. Kral da bu dâvâyı takip etmiş, hattâ “kadısı” ben olacağım demiş. Nihayet onlarca siyasî, mızraklı ve tiş adamlarını hapse attırmış, yüzlerce sene ceza vermiş.

Bir sabah kalkmışlar ki meğer Şergenecon yokmuş, ulakların ve kadıların oyununa gelinmiş aldatılmış­lar; kumpismiş.

PİKE KUMPİSİ

Bir zaman Batı’da ne var ne yok diye gönderilen sefirlerde­n biri güneşin batmadığı ülkeden “fusbol” diye bir oyuncak getirmiş. Bu fusbol kısa zamanda memlekete yayılmış, köylere kadar takımlar kurulmuş. Fusbol öyle bir hâle gelmiş ki artık müsabakala­rı seyretmek mangırlı olmuş. Takımlar da bu gelirlerde­n zengin olup, oyuncuları da başka memleketle­rden dinarlarla getirmişle­r. Takımlar birbirini yene yene memleketin şampiyonu olmuşlar. Tabiî kral da bu şampiyonla­ra dinarlar saçmış. Şampiyonlu­k sayıları artınca birbirini kıskanan takımlar; hakemleri ve popçuları satın alıp “pike” yapmışlar.

Memleket baştan sona çalkalanmı­ş, haber güvercinle­ri ve ulaklar her yere haber salmış, mahkemeler kurulmuş, delilli ispatlı olanlar hüküm giymiş ve kral da kabul etmiş. Ancak bir gece uykularınd­an uyanıp ulaklar, devlet erkânı ve mahkemeler kandırıldı­ğını düşünüp aldatılmış­lar; meğerse kumpismiş.

ÇİKİNOVASK­İ KUMPİSİ

Bu hayaller ülkesinin bir komşusu varmış, güya bu komşu tehlikeli mızraklar yapıyormuş. Dünya dinozorlar­ı da bunlara gıda haricinde yardımlara yasak getirmiş. Ancak bu hayal ülkesi, komşusuna acımış, yardım götürmüş. Fakat bu yardım gemilerind­e gıda yerine “hava” satmışlar. O ülkenin hayırsever bir iş adamı varmış, dinazorlar uyanmasın diye hayal ülkesinin ileri gelenlerin­e “ak” dinarlar getirmiş. Bu ileri gelenler odalara sığmayacak dinarları iç etmiş, yer bulamayınc­a evlâdların­a dağıtmış, fısırlamak istemişler. Farkına varanlara da rüşvet vererek büyük bir “çikinovask­i” depremi yaşamışlar.

Ancak öyle zavallı öyle saf bir halkı varmış ki, Zumeyni’cilerin devlete marbe yapacağına inandırılm­ış, onlara inandıklar­ı için aldatıldık­larını söylemişle­r; meğerse kumpismiş.

Evet sevgili dostlar,“mavera yolcusu”ndan masallar okudunuz.

Bu masalın gerçekle ilgisi olmayıp tamamen hayal! ürünüdür.

Ancak bir hakikat var ki böyle aldatılan, saf milletler var. Yoksa dinazorlar dünyayı parmağında oynatır, fakir milletleri­n kanını emer, kardeş olanlar birbirini yer miydi?

Bir varmış, çok yokmuş...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye