Abdigl öynıülldpıırnıamrı Elveda Şehr-i Ramazan

Ü ç ayların başlangıcında “Ya Rabbi, Receb’i ve Şaban’ı bize mübarek kıl, bizi Ramazan’a kavuştur” diye Peygamber Efendimizin (asm) duâsıyla yolunu gözlemeye başlamıştık. Elhamdülillah, Ramazan’a kavuştuk, gelişini “hoş geldin ya Şehr-i Ramazan” diye sevinçle karşıladık, on bir ayın sultanını bir ay boyunca misafir ettik. Şimdi de, “elveda ya Şehr-i Ramazan” diyerek hüzünle uğurluyoruz.

Gelişini mahyalarla karşıladık, getirdiklerine hatimlerle “mukabele” ettik, kandillerinin ziyası ile gönlümüz aydınlandı, ruhumuz nurlandı. Açlıktan süzülmüş benizlerimizle sofrada iftar saatini beklerken, önümüzde duran tabağa, bardağa elimizi uzatamadık. Çünkü o nimetlerin sahibi, ezan okunmadan onlardan istifade etmemize müsade etmiyordu. Böylece aczimizi anladık, fakrımızı fark ettik. Tıpkı kaalübelâda olduğu gibi, “evet ya Rabbi, sen bizim Rabbimizsin, biz de senin âciz kullarınız” diyerek biatımızı tazeledik. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni ihya ederek, ihya olmayı ümit ettik.

Bu sene de korona denilen Allah’ın vazifeli bir askeri olan virüsle imtihan olarak camilerde teravih namazı kılamadık, iftar sofralarında dostlarımızla birlikte olamadık. O yüzden buruk bir Ramazan geçirdik. Ama, bunun da hikmetlerini düşünüp, hangi suçumuza binaen kadere böyle bir fetva verdirdiğimizin muhasebesini yapmamıza vesile olur diye ümit ediyoruz.

Yeni Asya olarak, bu sene de istifade edeceğimiz faydalı dosyalarla, değişik çeşniler sunan maniler ve şiirlerle siz değerli okuyucularımızın karşısında olduk. Bu sene de, Ramazan Sayfamızı değerli okuyucu-yazarlarımızın katkısı ile hazırladık.

Şimdi bu yazarlarımızın çalışmalarını ve konu başlıklarını bir defa daha tekrar ederek hatırlamak ve hatırlatmak istiyoruz.

Cenk Çalık, “Oruç tut, sıhhat bul” hadis-i şerifini hatırlatarak, orucun bedene faydasını ve oruçta nasıl beslenmemiz gerektiğini ilmî bir şekilde anlattı.

Feyzullah Ergün, “Avrupa’nın üzerine doğan İslâm güneşi” yazısı ile, Batılı aydınların itirafıyla, Avrupa medeniyetinin temellerinde İslâmın harcı olduğunu bir defa daha bizlere göstermiş oldu.

Kübra Ünüvar,“İstanbul’un tarihî çeşmeleri” ile Osmanlı’nın su medeniyetine verdiği önemi güzel görsellerle gözümüz önüne serdi.

Merve İriyarı, “Asya camileri” ile, İslâm medeniyetinin en güzel eserlerinin Asya’nın en uzak noktalarına kadar gittiğini gösterdi.

Hüseyin Şahinoğlu, “Temel Kur’ânî kavramlar” yazıları ile, dinî bilgilerimizi tazeledi ve takviye etti.

Mehmet Erbaş, “Kur’ân’ın mu’cizeliği” ni, Risale-i Nur’dan çıkardığı güzel anekdotlarla hergün bizlere takdim etti.

Mustafa Öztürkçü, “Her güne bir tefekkür” diyerek, yine Risale-i Nur’dan en güzel tefekkür örneklerini sundu.

Fahri Utkan, “Risale-i Nur’da duâ” yazıları ile, duânın önemini, nasıl duâ etmemiz gerektiğini, Bediüzzaman’ın ve talebelerinin nasıl duâ ettiklerini Risale-i Nur’dan örneklerle istifademize sundu.

Hediye Ballıkaya, “Çocuk ve Ramazan” yazıları ile, kısa hikâyeler halinde, Ebubekir Said ile geçen sevimli Ramazan sohbetleriyle çeşni kattı.

İhsan Yıldırım, “Ramazan Takvimi” ile, hergün o güne uygun bir dörtlükle katkı sağladı.

Tuncay Veis ve Mehmet Kovancı, “Ramazan mânileri” ile, hoş ve nükteli mâniler takdim ettiler.

Ayrıca, Hüseyin Kıymık, Cahit Özpınar, Tevfik Boz, yazı ve şiirleriyle Ramazan sayfamıza misafir oldular.

Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Not: Okuyucularımızın, milletimizin ve İslâm âleminin Ramazan Bayramını tebrik ediyor, hayırların celbine, şerlerin define vesile olmasını diliyorum.