15 TEMMUZ FITNESININ ILÂCI BU OLCULERDE
BEDİÜZZAMAN’IN ESKİ SAİD DÖNEMİNDE BAŞLAYIP RİSALE-İ NUR’LA DEVAM ETTİĞİ ESERLERİNDE DİLE GETİRDİĞİ ÖLÇÜLER ASRIMIZDAKİ MADDÎ MANEVÎ HASTALIKLARA İLÂÇ OLDUĞU GİBİ 15 TEMMUZ’LARIN DA İLÂCI.
Bediüzzaman’ın Eski Said döneminde başlayıp risale-i nur’la devam ettiği eserlerinde dile getirdiği ölçülere kulak verilip gereğine uyulsaydı, 15 Temmuz fitnesi yaşanmazdı. yıkıcı ve tahripkâr sonuçları hâlâ devam eden bu fitneden çıkışın yolu yine ölçülerde. İşte o ölçülerden bazıları:
• Hükümet içinde hükümetin zararı görüldü.
• Din dahilde menfi tarzda kullanılmaz.
• Din başta devlet olmak üzere kimsenin tekeline alınamaz. lsiyaset topuzuyla kalpler ıslah edilemez.
• Din adına siyaset yapanların yanlışları, büyük çoğunluğu dinin aleyhine geçirir.
• Cemaatlerin işi devlet yönetmek değil, manevî hizmetlerdir.
• Adalet müessesesi hiçbir cereyanın tesiri altına girmez, tarafgirlik kaldırmaz.
• Hafiyelerin sözüne adalet bina olunmaz. lbir masumun hakkı bütün halk için dahi iptal edilemez.
• Suç ve ceza şahsîdir. Birinin hatası ve cinayetiyle başkası mes’ul tutulamaz.
• Bir masumu idam etmek mi, yoksa on caniyi affetmek mi daha zarardır? • Bu çağda devlet ancak Meclis, meşveret ve fikir hürriyetiyle idare edilebilir.
• Riyaset-i şahsiyenin kat’iyen aleyhindeyim.
• Meb’us hürdür, hiçbir tesir ve baskı altında olmamak gerektir.
• Millet uyanmış; aldatmalar dağılacak, hakikat ortaya çıkacak.
• Selâmet-i millet için bir fikrim var: Sulh-u umumî, aff-ı umumî ve ref'-i imtiyaz lâzım.
BEDİÜZZAMAN’IN Eski Said döneminde başlayıp Risale-i Nur’la devam ettiği eserlerinde dile getirdiği ölçülere kulak verilip gereğine uyulsaydı, 15 Temmuz fitnesi yaşanmazdı. Yıkıcı ve tahripkâr sonuçları hâlâ devam eden bu fitneden çıkışın yolu yine ölçülerde. İşte o ölçülerden bazıları: * Hükümet içinde hükümetin zararı görüldü. * Din dahilde menfi tarzda kullanılmaz.” * Din başta devlet olmak üzere kimsenin tekeline alınamaz. * Saltanat-ı dünyeviye aldatıcıdır; Âl-i Beyte bile yaramaz. * Yüz elimiz olsa nura ancak kâfi gelir.” * Siyaset topuzuyla kalpler ıslah edilemez. * Din adına siyaset yapanların yanlışları, büyük çoğunluğu dinin aleyhine geçirir.” * Cemaatlerin işi devlet yönetmek değil, manevî hizmetlerdir. * Adalet müessesesi hiçbir cereyanın tesiri altına girmez, tarafgirlik kaldırmaz. * Hafiyelerin sözüne adalet bina olunmaz. * Hükümet ele bakar, kalbe bakmaz. İhtimale dayalı suçlama yapılamaz. * Bir masumun hakkı bütün halk için dahi iptal edilemez.
suç ve cezaşahsidir
* Suç ve ceza şahsîdir. Birinin hatası ve cinayetiyle başkası mes’ul tutulamaz. * Bir masumu idam etmek mi, yoksa on caniyi affetmek mi daha zarardır? * İstibdat ne şekil alırsa alsın, isterse meşrutiyet libası giysin, sille vururum. * Bu çağda devlet ancak Meclis, meşveret ve fikir hürriyetiyle idare edilebilir. * Riyaset-i şahsiyenin kat’iyen aleyhindeyim. Şahs-ı mütehakkim değil, meşveretin ruhu olan eârı amme hâkimdir. * Meb’us hürdür, hiçbir tesir ve baskı altında olmamak gerektir. * Fikren muhalefet hiçbir rejimde suç değildir. Aksine, muhalefet meşrû ve samimî bir muvazene-i adalet unsurudur. * Millet uyanmış, mugalâta ve cerbezeyle iğfal olunsa da devam etmeyecektir. Feveran eden eâr-ı umumiye ile o aldatmalar ve mugalâtalar dağılacak ve hakikat meydana çıkacaktır inşaallah. * Selâmet-i millet için bir fikrim var: Sulh-u umumî, aff-ı umumî ve ref ’-i imtiyaz lâzım.