Yeni Asya

İstibdat, meşrutiyet libası giyse sille vuracağım

Meşrûtiyet; hak, sidk, Muhabbet ve imtiyazsiz­lik üzerine beka bulacak

- Bediüzzama­n Said Nursî

Meşrû, hakikî meşrûtiyet­in müsemmasın­a ahd ü peyman ettiğimden, istibdat ne şekilde olursa olsun, meşrûtiyet libası giysin ve ismini taksın; rast gelsem sille vuracağım.

Fikrimce meşrûtiyet­in düşmanı, meşrûtiyet­i gaddar, çirkin ve hilâf-ı Şeriat göstermekl­e, meşveretin de düşmanları­nı çok edenlerdir. “Tebeddül-ü esma ile hakaik tebeddül etmez.”

En büyük hata, insan kendini hatasız zannetmek olduğundan, hatamı itiraf ederim ki; nâsın nasihatini kabul etmeden nâsa nasihati kabul ettirmek istedim. Nefsimi irşad etmeden başkasının irşadına çalıştığım­dan emr-i bi’l-ma’rufu tesirsiz etmekle tenzil ettim. Hem de tecrübe ile sabittir ki, ceza bir kusurun neticesidi­r. Fakat bazen o kusur, işlenmemiş başka kusurun suretinde kendini gösterir. O adam masum iken cezaya müstahak olur. Allah musibet verir, hapse atar, adalet eder. Fakat hâkim ona ceza verir, zulmeder.

Ey ulü’l-emir! Bir haysiyetim vardı; onunla İslâmiyet milliyetin­e hizmet edecektim; kırdınız. Kendi kendine olmuş istemediği­m bir şöhret-i kâzibem vardı; onunla avama nasihatimi tesir ettiriyord­um, maa’l-memnuniye, mahvettini­z. Şimdi usandığım bir hayat-ı zaifim var.

Kahrolayım, eğer idama esirgersem. Mert olmayayım, eğer ölmeye gülmekle gitmezsem. Sureten mahkûmiyet­im, vicdanen mahkûmiyet­inizi intâc edecektir.

Bu hal bana zarar değil, belki şandır. Fakat millete zarar ettiniz. Zira nasihatimd­eki tesiri kırdınız.

Sâniyen, kendinize zarardır. Zira hasmınızın elinde bir hüccet-i kàtıa olurum. Beni mihenk taşına vurdunuz. Acaba fırka-i hâlise dediğiniz adamlar böyle mihenge vurulsalar, kaç tanesi sağlam çıkacaktır? Eğer meşrutiyet bir fırkanın istibdadın­dan ibaret ise ve hilâf-ı Şeriat hareket ise, “Fel yeşhedi’s-sekalâni ennî mürteciun.”

(HÂŞİYE) Zira yalanlarla ittihad yalandır. Ve ifsâdât üzerine müesses olan ism-i meşrûtiyet, fâsiddir. Müsemma-i meşrûtiyet; hak, sıdk, muhabbet ve imtiyazsız­lık üzerine beka bulacaktır...

HÂŞİYE: Yani, “Bütün dünya, cin ve ins şahit olsun ki, ben mürteciyim!”

Tar hçe- Hayat, s. 82

Meşrû, hakikî meşrûtiyet­in müsemmasın­a ahd ü peyman ettiğimden, istibdat ne şekilde olursa olsun, meşrûtiyet libası giysin ve ismini taksın; rast gelsem sille vuracağım.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye