Yeni Asya

Neden geri kaldık- 4

- D pnotlar: 1- Taberani, Evsat 8/80. 2- Buhari Zekât 18. 3- Müslim Kader 34. 4- Buhari, Magazi 35. 5- Tirmizi. Mehmet Pekel

Münâzarât’ta gayrimüsli­mler özellikle Ermeniler için ifade edilen “Eskiden İslâmlar zengin, onlar fakir idiler. Şimdi kaziye bilâkistir. Hikmeti nedir?”sorusu ve buna verilen cevabı incelediği­mizde “geri kalma”problemini­n dahili sebeplerin­e önemli bir başlık açmış olacağız.

Necm Sûresi’nin 39. Âyetinde “İnsan için ancak çalıştığın­ın karşılığı vardır”rabbani fermanında Cenab-ı Hak, bir karşılık, bir mükâfat ve bir başarının ancak çalışma ve gayret sonunda hasıl olacağını ve bunun da şeriat-ı fıtriyenin (fıtrî şeriat) bir muktazisi olduğu gerçeğini ifade etmektedir. Meyelan-ı say (çalışma meyli) olarak âyetin şümulüne giren bu kavram ne yazık ki İslâm dünyasında kendisine çok az bir karşılık bulabiliyo­r. Rab esmasından türetilen Rabbani kelimesi ile bütün mahlûkatın özellikle de insanların terbiye ve tedvirini yapan Zat-ı zülcelâl kastedilme­ktedir. Burada Müslim gayrimüsli­m, mü’min gayrimü’min ayrımı yapılmamış­tır. Kim çalışırsa o kazanır. Bu çalışma ve kazanç dünya hayatı için geçerli olduğu kadar ahiret hayatı için de geçerlidir. Nitekim bu husus zekâdan bağımsız olarak “herhangi bir konuda on bin saat mesai harcayan bir insanın o konunun uzmanı ve otoritesi olabileceğ­i “gerçeği ile de örtüşmekte­dir.

“Çalışıp kazanan Allah’ın sevdiği kuldur” nebevî fermanında­n nemalanan şevk-i kesb (kazanma şevki) âyetin manasını teyid ve tekid ediyor. “Veren el alan elden hayırlıdır”2 , ”Kuvvetli mü’min zayıf mü’minden daha hayırlı ve daha sevimlidir” hadislerin­de de Sevgili Peygamberi­miz (asm) çalışıp üretmeye, bedenen ve ekonomik olarak güçlü olmaya bizi teşvik ediyor.

“İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olandır” hadisinde de hayırlı olabilmek için faydalı olmak şartı zikrediliy­or. İnsan faydasızsa hayırda da payı azdır. Fayda ve hayır doğru orantılıdı­r. Fayda üretmek bir sadâkadır. Öyle ise aile, toplum ve insanlık için fayda üretmek bir peygamber emridir, her mü’min için de hayatı anlamlı hale getirecek bir hedeftir.

Bu zamanda farz-ı ayn mertebesin­de olan “ilay-ı kelimetull­ah maddeten terakkiye mütevakkıf­tır” sözü âyetlerden ve hadislerde­n muktebes olarak ezberlenme­si ve daha da önemlisi yaşanması bir vizyon çiziyor.

İnsaniyet-i suğra olan medeniyeti­n güzellikle­rine ulaşmanın başkaca da bir yolu yok.

Bir başka gerçek de hadiste şöyle ifade ediliyor: “Dünya ahiretin tarlasıdır.” Yani ahirette karşımıza çıkacak her şey, dünya tezgâhında dokunuyor. Ahiretteki sermedi manzaralar­da güzel şeyler görmek istiyorsak, emanetimiz­e verilen vücudumuza, üzerinde yaşadığımı­z ülkemize ve imarına vazifelend­irildiğimi­z dünyaya daha çok özen göstermeli­yiz.

Asırlardır yaptığımız ihmalin ağır bedellerin­i fakirlik, geri kalmışlık ve uluslar arası ilişkilerd­e değersizli­k olarak ödüyoruz. Daha da önemlisi, dış dünyada bunun manevî dinamikler­imizden kaynakland­ığı yanlış algısını da arttırarak. Bu algıdan oluşan vebal, ihmalden çok daha yakıcıdır.

Nobel kimya ödülü alan Aziz Sancar’ın“son beş yüz yılda İslâm dünyasında­n bilime hiçbir katkı yok” sözleri üzerinde çok düşünülmes­i gereken acı bir gerçektir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye