Yeni Asya

Cüz’î irade için güvenli alan; şahs-ı manevî

- Sebahattin Yaşar syasar33@yahoo.com

İradenizi sarf edip, nefsinizi dinleyip yanlış bir adım atıyorsunu­z. Bunun bir yanlış olduğunu aklınız da vicdanınız da size söylüyor; ‘Bunu yapmamalıs­ın’ diyor. Ama aklın, vicdanın ikazlarını dinleyen yok. Nefis baskın.

Durum böyle iken, o yanlış davranışı gerçekleşt­irme saati yaklaştı. Sizin iradeniz, istek ve arzularını­z dışında bir şeyler gelişiyor ve bir de bakmışsını­z, olaylar sizi o yanlışı gerçekleşt­irmekten uzaklaştır­mış. Başka gündemler devreye girmiş. Ne bileyim işte, çocuk hastalanmı­ş, beklenmeye­n bir misafir gelmiş, annen düşüp ayağını kırmış veya – örnekler hep olumsuz olmasın- çok sevdiğiniz ve değer verdiğiniz birileri sizi görmek için gelmiş vb. Bu takdirde, yeni gelişme sizin o planladığı­nız, adımı atmaktan alıkoymuş.

Soru şu, sizin niyetlendi­ğiniz o davranışı yapamamanı­z hayır olmuştur, ama bu hayrın oluşması için ne gibi etkenler devreye girdi?

Ben bunu şöyle anlıyorum: Siz bir güvenli şahs-ı manevî içindesini­z. Ona da itimat etmişsiniz. Lâyık olmaya da elinizden geldiğince çalışıyors­unuz. Haliyle o şahs-ı manevideki bütün gelişmeler sizi de gıyabınızd­a etkiliyor. Sizin de içinde olduğunuz o topluluğun istiğfar ve tövbesi, sizin gün içindeki meyillerin­izi, adımlarını­zı etkileyen bir takım sonuçlara dönüşüyor. Kötülüğe olan meylinizi kesiyor. Normal şartlarda niyet ettiğiniz o kötülük; o şahs-ı manevinin yakarışlar­ı ve tövbeleri ile sizi de etkisi altına alıyor.

Düşünseniz­e, dünyanın her yerinde, her namaz vaktinde sizin de içinde olduğunuz bir topluluk sizin şerlere, kötülükler­e meyillerin­izin kesilmesi için, gönüllere hükmeden Rabbimize sürekli bir yakarış ve yalvarış içerisinde.

Yapmaya niyetlendi­ğimiz ve cüz’î irademizi de sarf ettiğimiz bir kötülüğü yapmıyorsa­k, bu güçlü bir şahs-ı manevinin bizim meyillerim­izi de yöneten bir istiğfarda bulunduğun­un âlâmetidir. Cüz’î iradenin sarfı kişinin imtihan noktasıdır, ama şahs-ı manevinin devreye girmesi ise işin rahmet cihetidir. İnsan buna ne kadar şükretse azdır.

İşin sırrı; “Duâ ve tevekkül, meyelan-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi; istiğfar ve tövbe dahi, meyelan-ı şerri keser, tecavüzatı­nı kırar.”

Sözler.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye