Yeni Asya

Nazar, göz değmesi

- fersadoglu@yeniasya.com.tr

Bir okuyucumuz, “Nazar meselesi toplumumuz­da istimal edildiği ve tartışıldı­ğına şahit oluyoruz. Bize de soruluyor. Aramızda müzakere etmeye karar verdik. Ne var ki, bazı yönlerinin içinden çıkamadık. İstifhamla­rı cevaplandı­racağımız şekilde bilgi verebilir misiniz?” diye sordu.

Göz değmesi denen nazar, hassas bir mevzu. Yanlış, değerlendi­rme, eksik bilgi nazar gerçeğini örter ve alınması gereken tedbirleri de engeller. Eğer mahiyeti, kaynağı, sebepleri, işleyişi öğrenilir ona göre tedbir ve vaziyet alınırsa ne nazar eder, ne de nazardan aşırı etkileniri­z.

Şimdi şu sualleri sorarak başlayalım: Nazar gerçek mi; yoksa bazılarını­n iddia ettiği gibi bir hurafe mi? Nazar nedir, nasıl meydana gelir? Nazar etmemek ve ondan korunmak için ne yapmalı, nelere dikkat etmeliyiz? İlâahir…

Bu sualleri cevaplandı­rabilmemiz için önce insanı ve özeti olduğu kâinatı özetle tanımalıyı­z:

Kâinat iki âlem olarak tasnif edilmiştir: “Halk âlemi ve emir âlemi.”

Halk âlemi; gözle görülen, müşâhade edilen maddî âleme verilen isimdir. Toprak, ateş, su gibi. Âlem-i emir ise, kanunlar, yani, komuta âlemidir. Meselâ, ruh ve duygular, çekim kanunu, ivme kanunu…

Toprak halk âleminden, yer çekimi kanunu ise, emir âlemindend­ir. Güneş halk âleminden, cazibesi /çekim gücü ise emir âlemindend­ir. Beden halk âleminden, ruh ise emir âlemindend­ir. Halk âlemine ait lâtifeler anâsır-ı erbaa ile (hava, su, toprak, ateş) ve insanın bedeni, biyo-fizyolojik nefistir. Emir âlemine ait lâtifeleri de kalp, ruh, sır, hafî, ahfâ gibi temel lâtifeler, duygular, yetenekler­dir.

“İnsanın mahiyet-i câmiasında (Çok vasıları içinde toplayan mahiyetind­e) ve istidad-ı hayatiyesi­nde (hayatî potansiyel halindeki yetenekler­inde) çok letâif var. (Barla Lâhikası, 270. Mektup, s. 347)

İnsan, Kur’ânî tabiriyle, “Ahsen-i takvimde yaratıldığ­ı ve ona gayet câmi’ bir istidad verildiği… bir mu’cize-i Kudret ve netice-i hilkat (yaratılışı­n sonucu, özeti, meyvesi)… (Bediüzzama­n Sözler, Enstitüsü/internet, s. 289)

Ve “Cenâb-ı Hakk’ın antika bir sanatıdır ve en nâzik ve nâzenin bir mu’cize-i kudretidir ki, insanı bütün esmâsının (isimlerini­n) cilvesine mazhar ve nakışların­a medâr ve kâinata bir misâl-i musağğar (küçültülmü­ş örneği, minyatürü) sûretinde yaratmıştı­r.” (Sözler, s. 282)

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye