Gel de gel!...

Ey ahirzamanın sıkıntılı, belâlı, küfürlü, inkârlı hadisatına muhatap olan bahtsız insan!.. Gel! Affedici olan Allah’ın emrini dinle ve sen de affedici ol!..

Gel! Çalışkan ol… Rabbinin insanın çalıştığı ve muvaffak olduğu ameli müjdesine mazhar ol. Çalışmanın ve faydalarının sırlarına er!..

Gel! Yardımsever ol!.. Sana yardım eden ve seni yardımlaşmaya teşvik eden muin-i mutlak olan Allah’ın emrine kulak ver ve sende sana yardım etmeyenlere bile, herkese yardım ederek yardımlaşma tavsiyesini yerine getirmeye bak!..

Gel! Cehaletin çemberini kırmak için ilim öğren… Bana bir harf öğretenin kölesi olurum diyen ilmin kapısı Hz. Ali (ra) Efendimizin iştiyakâver ilim tahsili çağrısına, dâvetine kulak ver.

Gel! Sev!.. Sevil!.. Kâinatın zerratını ve kürelerini birbirine rapteden/bağlayan, muhabbetin/sevmenin sırrına ermeye bak. Muhabbetinden âlem yaratılan (asm) Efendimize sen de muhabbetinle uy ve Rabbimizin muhibbi olmaya, O’nun sevdiklerinden olmaya gayret et.

Gel!.. Sadâkaya muhtaç olmadan sadâka vermeye çalış. Sadâka vererek belâ ve musîbetler bir kalkan bir set oluştur. Sadâkanın hafiziyetini vaad eden Zat’ın (cc) hıfzı altına girmeye gayret et.

Gel!.. Sabırlı olmaya bak. Etrafındaki sabır edilerek ortaya konan amellerden ders al. Şükret, hamd et ve her işinde de sabret. Sabrın sonu selâmettir diye boşuna dememişler.

Gel!.. Mütebessim ol. Tebessümün ince sessiz bir gülüşün açmayacağı, açılmayacağı ve gülmeyeceği bir yüz yoktur. Tebessüm et ki tebessümle güllerin açılması gibi mü’min ve muvahhid insanlarında yüzleri gülsün. Tebessümlerden, gül bahçeleri oluşsun.

Gel!.. Misafirperver ol. Bu dünyadaki misafirliğinin hatırlattığı hakikatları unutmayarak misafir kabul et ve misafir ağırla. İşte böyle şu yukarıdan beri zikredilen “Gel, Gel’lerin” gereğini yapmaya çalış bu felâket ve helâket asrının mahzun, fakat huzurlu, rahata eren erlerinden olmaya çalış!..