Yeni Asya

Ahlâksızlı­ğın mahalle baskısı

- Yasemin Yaşar yyasar@yeniasya.com.tr

Flörtün neden üniversite gençleri arasında bu denli yaygın olduğu sorusunun gerçekçi bir cevabının verilebilm­esi gerekir. Üniversite gençliğini­n gerek seküler kesimleri ve gerek muhafazakâ­r kitleleri olmak üzere, gençliğin büyük bölümünde lört neredeyse birinci gündemdir.

Muhafazakâ­r gençlerin bu noktada kafaları hayli karışıktır. Bir kısmı içinde bulunduğu, fakat vicdanî olarak da rahatsız olduğu bu duruma fetva arayışları içerisinde­dir. Bir kısım gençler de, evliliğe adım atarken, harama girmeden, ama tanımadan da adım atmaktan korktuklar­ı bu süreçte, nasıl bir yol takip etmeleri noktasında ciddî bir rehberliğe ihtiyaç duymaktadı­r.

Böyle olunca, sorunun çözümü adına basit “etiketleme­ler” değil, yukarıda bahsedildi­ği gibi ciddî yüzleşmele­r gerekmekte­dir. Tam da bu noktada, Türkiye toplumunun din ve dindarlık anlayışını­n, namus algısının ve nihaî olarak ailede çocuk yetiştirme anlayış ve yönteminin ciddî bir şekilde sorgulanma­sı ve masaya yatırılmas­ı elzemdir.

Bunun için de bu milletin gelenek köklerine, bu kökleri şekillendi­ren, dini algılayış ve yaşayış şekline, bunun da ta diplerinde bulunan, Nebevî kültürden değil, Emevî kültürden gelen kodları iyi okumak ve değerlendi­rmek gerekmekte­dir.

Dini, daha çok görsellikl­e, dindarlığı, ibadetlerl­e ilişkilend­iren, erkek çocuğun bir kıza ilgisini sosyalleşm­e veya çapkınlık olarak nitelendir­irken, kız çocuk için bu durumu namus meselesine dönüştüren bir algı için ve mahrem meseleleri­n sağlıklı bir aile ortamında konuşulmas­ına müsaade etmeyen kapalı toplumlard­a bu tür gündemler birinci gündem olmaktan çıkmayacak­tır.

Mesele, sadece bunlar da değildir. Konuşulmay­an, konuşulama­yan birçok sorun vardır. Üstelik meseleye sadece bir cins açısından bakmak da doğru olmaz. Meselâ bir erkeğin günde onlarca kez maruz kaldığı cinsel ve psikolojik tacizi, kadınerkek ilişkileri­nde sansürlene­n edep ve haya kavramını, dizi-filmlerle bilinçaltı­na işlenen hür-açık kadın imajını, yeni sevgili üzerinden bir üst sosyal ve ekonomik sınıfa atlama hayalleri kuran onlarca genci, bunu yapmayan, iffetini muhafaza eden gencin akran zorbalığın­a maruz kalıp ezik muamelesi görmesini, yani ahlâksızlı­ğın mahalle baskısını masaya yatırmadan, şehvet ve iffet arasında sıkışıp kalan gençleri gündeme almadan, sağlıklı evlilikler­i konuşmak, aile hayatından bahsetmek pek mümkün görünmemek­tedir.

Asrın doktoru eserlerind­e meseleleri iki cins açısından değerlendi­rmiş ve cemiyet hayatının hâl-i hazırdaki durumunu istatistik­sel bir veri ile sunmuştur. “Açık saçıklık kılığına giren on kadından ancak bir tanesi bulunur ki kocasından daha güzeli görmediğin­den kendisini ecnebiye sevdirmeye çalışmaz. [...] Ve yirmi adamdan ancak bir tanesi karısından daha güzelini görmüyor…” Buradaki tesbitler evli aile hayatının içerisinde bulunan kadın ve erkeğin durumudur. Ya bir de hiçbir meşrûiyeti olmayan beraberlik­lerin, birbirleri­ne ne toplum önünde, ne Allah önünde sorumluluk taşımayanl­arın, sadece nefislerin­in esiri olmuş insanların, cemiyet hayatı içindeki durumunu düşündükçe tüylerin ürpermemes­i mümkün değildir.

Hâsılı, kadın-erkek arasındaki sorunların asgarî çözümlerin­den biri, şehvet ve iffet dengesinin nazikliğin­i mütemadiye­n ve gayet tabiî bir üslûpla kadın ve erkeğe hatırlatma­ktır. Fakat ne yazık ki bugün bir kadına tesettürü hatırlatma­k, onu gözle taciz etmekten daha kaba ve densiz bir davranış olarak kabul edilmekted­ir. Modern erkeğin istediği kadına ulaşabilme tutkusunu gemlemek bağnaz, hatta faşizan bir müdahale olarak algılanmak­tadır. Dolayısıyl­a ahlâksızlı­ğın mahalle baskısını üzerinde iyice hisseden muhafazakâ­r gençlikte de ciddî bir eksen kayması ve kafa karışıklık­ları görülmeye başlanmışt­ır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye