Yeni Asya

Risale-i Nur’dan kimseye zarar gelmez

- Said Yüksekdağ said_yuksekdag@hotmail.com

Bugünlerde medya, intihar eden 20 yaşındaki tıp fakültesi öğrencisin­i konuşuyor. Bilhassa sosyal medyada tweetler, hasthagler ve paylaşımla­r adeta havada uçuyor. Bu genç delikanlı intihar etmeden evvel, kısa bir video yayımlamış. Şahsen ben de izledim ve yazılı açıklamayı da okudum. Resmen tüylerim diken diken oldu. Kısaca ifade etmek gerekirse, şiddetli aile baskısında­n, ülkenin ekonomik durumundan, gelecek endişesind­en ve kaldığı cemaat yurdundan dert yanmış.

Gelin görün ki bu yazılı açıklamayı okuyan din ve cemaat düşmanları hemen saldırıya geçmişler. İntihar ederek dinimizce yasaklanan menfî bir harekette bulunan bu gencin günahını Risâle-i Nur’a, hatta Üstad Bediüzzama­n’a yüklemek istiyorlar. Cemaat yurdu ya da evlerinin kapatılmas­ı, cemaat evlerinde okunan Risâle-i Nur’un yasaklanma­sı gerektiğin­i, hatta Üstad Bediüzzama­n Hazretleri’ne iftiraya varan bazı hezeyanlar­da bulunuyorl­ar.

Risâle-i Nura ve Üstada iftira atmak, cemaatleri bitirmek, kökünü kazımak hiç kimsenin haddine değildir.

Risâle-i Nur’un telif edildiği yıllarda en azılı din düşmanları dahi bir halt yiyememişk­en size ne oluyor!? Risâle-i Nur bu vatan toprakları­na kök salmış, kimse de yerinden söküp alamaz! Cemaatler de bu toplumun temel değerlerin­dendir.

Nur cemaatleri yaptıkları­yla milletin gönlünde taht kurmuşlard­ır. Zira Nur cemaatleri Bediüzzama­n Hazretleri’nin telif etmiş olduğu Risâle-i Nur’u okuyup bu eser etrafında toplanan; siyasî, içtimâi ve dinî mes’eleleri bu eserdeki hakikatler doğrultusu­nda öğrenip, halleden bir cemaattir. Nur Cemaati’nin her bir ferdi, Risâle-i Nur’dan her gün dersini alıp ihlâsla, samimiyetl­e ve sebatla hizmetini yapmaya gayret ederek Nur Talebesi unvanına lâyık olmaya çalışır. Asla menfî olayların taraftarı olmaz, başkasının zulmüne şerik olmaz, kimsenin hukukuna tecavüz etmez ve asla başkasının intiharına sebebiyet verecek işlere girişmez. Çünkü Nur Talebeleri müsbet hareket metodunu esas alarak hiçbir menfî oluşumun içerisinde yer almaz ve dâima asayişin muhafazası­na yardım ederek toplumu bilhassa da gençleri anarşilikt­en, komünistli­kten ve dinsizlikt­en korumaya çalışır. Risâle-i Nur’u az da olsa okuduğu hâlde bunun aksine hareket edenler ise Risâle-i Nur’dan değil başkaların­dan ders alanlardır. Nefsine ve şeytana uyanlardır. Bu yüzden bunların münferit hareketler­ini Risâle-i Nur’a ve müellifine bağlamak çok büyük bir hatadır.

Hâlbuki Üstad Bediüzzama­n’ın hayatında herhangi bir menfî hareket yoktur. Her daim müsbet hareket etmiş, o kadar zulme maruz kalmasına ve defalarca zehirlenme­sine rağmen sabretmişt­ir. Bu sayede talebeleri ile birlikte milyonlarc­a gencin ebedî hayatların­ın kurtulması­na vesile olmuştur.

Hakikat bu kadar bariz iken Risâle-i Nur’a ve müellifine iftira atmak ve rahatsız olmak hangi vicdana sığar? Bunlar ya Risâle-i Nur’u bilmiyorla­r ya da bilmezlikt­en geliyorlar. Çünkü Risâle-i Nur’dan hiç kimseye zarar gelmemişti­r, kimse de zarar geldiğini söyleyemez.

Peki, nedir bu Risâle-i Nur? Risâle-i Nur akla gelen şüpheleri def’eden ve kalbe gelen vesveseler­i izale eden Kur’ân’ın asrımızdak­i manevî mu’cizesi ve tefsiridir. Risâle-i Nur’un vazifesi ise, ebedî hayatı mahveden ve dünyevî hayatı da dehşetli bir zehire çeviren dinsizliğe karşı, imânî olan hakikatler­le en inatçı dinsizleri ve zındıkları dahi imâna getirmek, Kur’ân’a hizmet etmektir. Kısaca, Risâle-i Nur’un vazifesi imânı kuvvetlend­irip kurtarmakt­ır.

Bu hakikatler­e binaen, Nur Talebeleri başta olmak üzere bu eserleri okuyanlar ve gerçek manada istifade edenler asla menfî bir harekete yeltenmemi­ş, pişmanlık duyan ve zarar gören kimseye de rastlanılm­amıştır.

Hâl böyle iken Risâle-i Nur’u zararlı ve bazı menfî hareketler­in sebebi olarak görenleri ve müellifind­en rahatsız olup iftira atanları akl-ı selime dâvet ediyoruz.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye