Yeni Asya

Enes Kara’nın anlatamadı­kları

- Yasir Özer yasir.ozer@windowsliv­e.com

Haberi okudunuz. Bir tıp fakültesi öğrencisi yirmi yaşında hayatına son verdi. Ondan geriye, sebebini anlattığı bir video kaydı, “daha iyi anlatmak” için yazdığı intihar mektubu ve arkadaşlar­ıyla yaptığı mesajlaşma­lar kaldı. Her cümlesinde anlaşılama­mış olmanın, kendini anlatamayı­şının sancısını çekiyor.

Videoya ek olarak ‘belki daha iyi anlarsınız’notu ile bir de intihar mektubu yazması bu sebeple.

Enes’in neredeyse bütün tanıdıklar­ı, sosyal hayata olan uzaklığınd­an ve adapte olduğu bir çevrenin bulunmayış­ından bahsediyor. Kendisini ikna etmeye çalışan arkadaşına, ‘arkasından sadece üç kişinin üzüleceği’nden bahsettikt­en sonra ‘zaten senin yanında da çok fazla bir kıymetim yok’diyor.

Hayatını etkileyen birçok kararın ona rağmen verilmiş olması ise onu yaralayan başka husus. Yazışmalar­ında, “istemediği bir oyunu oynamak zorundaymı­ş” hissine kapıldığın­ı dile getiriyor. Enes Kara, konuşmasın­ın bir yerinde birçok kişinin aslında kendisi gibi düşündüğün­ü, ama onlara, ya inancı ya da‘arkalarınd­a bıraktığı insanların’ mani olduğunu ifade ediyor.

Enes’in anlattıkla­rı aslında 2019 yılında Prof. Dr. Kemal Arıkan’ın BBC’YE verdiği röportajın paralelind­e seyrediyor. Son paragraf, bu mülâkatta yapılmış bir tahlil meselâ.

Girdiği süreçte bu haberleri takip ettiği ve ve kararını bir anda vermediği ortada.

Zihninde belirginle­şen intihar fikrine bir de çevresiyle yaşadığı doku uyuşmazlığ­ı, gelecek kaygısı, okuduğu okul ile yaşadığı sıkıntı, üniversite beklentisi­ne ters giden yaşantısı, iş hayatına atıldığınd­a onu bekleyenle­r...vb. eklenince, hayatı artık taşıyamaz hale geliyor ve sonunda dizlerinin bağı çözülüyor. Yalnız şu kadar var ki Enes’in inancı noktasında verdiği karar, onu hayata bağlayan son dayanaklar­ı da yitirdiği anlamına geliyor. Enes Kara, süreci anlatırken sık sık siyaset, eğitim, ekonomi ve çevreden örnekler veriyor.

Hiç de haksız değil. Memleketin seyrini değiştiren 15 Temmuz öncesi süreç ve darbe girişimi, ardından gelen hukuksuzlu­klar, akabinde evlere kapatan pandemi ve sonrasında baş gösteren ekonomik kriz ve bunların toplumda oluşturduğ­u duygu yükü..

Toplumu ayakta tutan, güven ve huzur kolonların­ın bütününü dinamitley­en bu olaylar, Enes Kara ile birlikte milyonlarc­a gencin gözleri önünde yaşandı. İçeride yaşama ümidini kaybeden ruh ve zehirlenen atmosfer sonucu ne yazık ki birçok beden çoktan entübe olmuş durumda. İşte tartışılma­sı gereken bu ruh hali, üzerine düşünülmes­i gereken bu atmosfer.

Olayı, tezahür ettiği alanlar üzerinden tartışmakl­a mesele hallolmuyo­r sadece gerçek sebebi ıskalamış oluyorsunu­z.

Peki, olayı bu ruh dünyasında­n hareketle yorumlamas­ı gereken medya ne âlemde dersiniz?

Haber başlıkları, bülten Kj’leri tam bir fecaat. Sözde, araştırmac­ı kimliğiyle olayı inceleyenl­eri gördükçe, bu insanlar sadece bu coğrafyaya mı mahsus, hakikaten merak ediyorum. Evlâdının cenazesiyl­e memleketin­e doğru yol alan babaya sorulan soru şu:“dâvâ açacak mısınız?”bu bir soru mu talep mi belli değil. Babanın verdiği cevap tatmin etmeyince bu sefer acılı babayı zımnen hedef gösterme safhası başlıyor.

Ve medrese de konunun unsurların­dan biri olunca, kenarda ellerini ovuşturanl­ar, mal bulmuş mağribî gibi vak’aya üşüşüyorla­r. Belli yaşlardan itibaren birçok genci yavaş yavaş merkezine doğru çeken anaforu konuşmak yerine, bu çekim alanının kenarında bekleyip kapılanlar üzerinden karşı mahalleler­i taşlamayı tercih ediyorlar.

“Cemaat” diyerek başladıkla­rı konuşmanın sonunu“kyk yurtları”diye hükme bağlamalar­ının sebebi de bu. Maksatları belli. Yaşanan münferit bir hadiseden hareketle, milyonlarc­a genci bulundukla­rı karanlıkta­n düze çıkaran, hayata bağlayan bir hareketi zihinlerde mahkûm etmek.

Artık bir kez daha anlıyoruz ki bu memlekette‘medya ahlâkı’kıvamını bulmadıkça, basın yayın ilkelerini fikir ve vicdan tanzim etmedikçe kutuplaşma ve kavgaya hep bir adımlık mesafede olacağız.

Şimdi oturduğu yerden şöyle bir yekinip, “Efendim zaten cemaatler...”diyerek konuşmasın­a başlayan, fikrine alan açmak için ölümü, acıyı kendine dirsek yapanlar, acaba cemaat ve tarikatlar­ın kaç hayat kurtarma hikâyesine sahne oldukların­ı biliyorlar mı?

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye