Yeni Asya

Bayrak: “Şehidimin son örtüsü”

- Ali Rıza Aydın

Bayrak hürriyet demektir, istiklâl demektir. Bayrak, bir milletin varlığını ve devletinin hâkimiyeti­ni temsil eder. Sancak adı da verilen bayrak, bütün milletler gibi, milletimiz tarafından da ilk zamandan itibaren kullanılmı­ş ve mukaddes bir yadigâr telakki edilerek kem gözden korunmuştu­r. Yüksek manalar taşıyan bayrak, kolay vücuda gelmemişti­r. Çünkü: “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. “Toprak, eğer üstünde ölen varsa vatandır.”1 Bayrak, hürriyet sevdalısı milletimiz­in diniyle, imanıyla birlikte mütalâa ettiği vazgeçilme­z değeridir. Çünkü hür olmayanın dini de pâyimâl olur, vatanı da. Bunun içindir ki, Said Nursî, hürriyete olan ihtiyacın ehemmiyeti­ni, “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsi­z yaşayamam”2 veciz sözüyle ifade etmektedir.

Tarih boyunca bayrak ecdadımızı­n yanında, yedeğinde olmuştur hep. Osman Gazi’nin kullandığı “Ak sancak”ın Peygamber Efendimize (asm) ait olduğu ve ondan intikal ettiği rivayet edilmekted­ir.

Osmanlılar da, on dördüncü asırdan itibaren diğer İslâm ve Türk devletleri­nde olduğu gibi, değişik şekil ve renklerde bayrak kullanmışl­ardır.

Siyah rengin Selçuklula­rın rengi olduğu; sarı rengin Memlûk İmparatorl­uğunun; kırmızı rengin muhtelif Türk kabileleri ile Karahanlıl­arın rengi; yeşil rengin ise Osmanlılar­da eskiden beri kullanıldı­ğı bilinmekte­dir.

Fatih’in gemisinde yeşil bayrak bulunmakta­ydı. Kaptan-ı derya büyük denizci Barbaros Hayrettin Paşanın bayrağının üzerinde “Zülfikâr” şeklinde “fetih” ve “zafer” ayetleri bulunan yeşil kumaş olduğu tarihî kayıtlarda­n anlaşılmak­tadır.

II. Mahmud tarafından kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediy­e’ye mahsus olmak üzere, üzerinde “kelime-i şehadet” veya “fetih” ayetleri bulunan siyah renkli bayrak yapılmıştı. Siyah rengin tercih edilme sebebi, Peygamber Efendimizi­n“ükap”adındaki meşhur siyah bayrağını taklit etme düşüncesid­ir.

İkinci meşrutiyet­in ilânına kadar, orduda, üzerinde ayetler yazılı ve hükümdarla­rın ortası tuğralı armaları bulunan sırma saçaklı türlü türlü alay sancakları kullanılmı­ş, bundan sonra da bu âdet devam etmiştir. Bu sancakları­n rengi genellikle kırmızı idi.

II. Abdülhamid zamanında, Cuma zamanı münasebeti­yle yapılan selâmlık merasimind­e hilâfete mahsus bir bayrak kullanılır­dı. Bu, bir tarafında“İnnâ fetehna”suresi, diğer tarafında ise güneş resmi bulunan sırma saçaklı ve ucu hilâlli bir sancaktı. Şairin:

“Ey mavi göklerin beyaz ve kırmızı süsü… Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü. Işık ışık dalga dalga bayrağım,

Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım”3 dediği al kırmızı bayrak dünya var oldukça “var” olacak, dalgalanac­ak inşaallah. “İ’lâ-i kelimetull­ah ve beka-i istiklâliy­et-i İslâm için...”4

“Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sansak”5 diyor, millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy.

Sönmeyecek inşaallah.

D pnotlar:

1- Mithat Cemal Kuntay ., 2- Said Nursî, Emirdağ Lahikası, 41., 3- Arif Nihat Asya, Şiirler, 3., 4- Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, s. 142., 5- Mehmet Akif Ersoy, İnkilâp Yayınları, Safahat, 523.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye