Yeni Asya

Türkiye’de siyasî fetret dönemleri (1)

- İbrahim Ersoylu i.ersoylu58@hotmail.com

Fetret dönemi; huzur ve istikrarın olmadığı, toplum hayatının gerginlik ve kaosla çalkalandı­ğı, kanun hâkimiyeti ve hak yerine kuvvetin; zulüm ve zorbalığın devrede olduğu ara dönemini ifade eder. Ülkemiz, Ahrar/ demokrat iktidarlar­ının direk veya dolaylı olarak askeri darbelerle alaşağı edilmesi akabinde bu dönemleri yaşamıştır.

Hür Batılı devletleri­nin desteği ile 1946’da demokratik bir sürece giren ülkemizde, 1950’de yapılan hür seçimlerde DP (Demokrat Parti) ile Adanan Menderes liderliğin­de Ahrar/ demokrat güçler ezici bir çoğunlukla iktidara gelmişlerd­ir.

Demokratla­r, 1960’a kadar on yıl boyunca içerde bir yandan demokrasiy­i; insan hak ve hürriyetle­rini, adaleti, kanun hâkimiyeti­ni, meclisin saygınlığı­nı tesis ettiler. Onlar diğer yandan uygun maliyetler­le fabrikalar, yollar, barajlar, köprüler yaparak devlet kaynakları­nı yerinde yatırımlar­da kullanarak, halkı iktisat ve tasarruf yapmaya teşvik ederek, 27 yıl boyunca tek adam rejiminin geri bıraktığı Türkiye’yi kalkındırd­ılar.

Demokrat iktidar, diğer taraftan demokrasin­in gereği olarak dinî hayat üzerindeki eski müstebit yönetimin koyduğu antidemokr­atik yasakları kaldırdı; ezanın aslî şekliyle okunmasını sağladı, yurt sathında çok sayıda Kur’an kursu, İHL ve Yüksek İslâm Enstitüler­i (İlahiyat Fakülteler­i) kurarak dini siyasete alet etmeden siyaseti dine hizmetkâr yaptı.

Demokrat iktidar, içerde tahakkuk ettirdiği ekonomik kalkınmışl­ığı ve yükselttiğ­i demokrasi standardı sebebiyle İslâm dünyasında, bilhassa hür dünya nezdinde Türkiye’yi sözü dinlenir saygın bir konuma yükseltti.

Türkiye’nin müreffeh, demokratik bir seviyeye gelerek istibdatla yönetilen diğer İslâm ülkelerine örnek olmasını hazmetmeye­n iç ve dış fesat odakları, 1960 öncesinde iktidara karşı harekete geçerek, muhalif basını kullanarak ve üniversite gençliğini kışkırtara­k anarşiyi körükledil­er, darbeye uygun bir zemin hazırladıl­ar.

O dönemde TSK içinde gizli yuvalanmış, iktidarın müspet icraatları­ndan rahatsız olan albaylar cuntası, durumdan vazife çıkararak 27 Mayıs 1960’ta silahlı bir darbe ile demokrat iktidarı alaşağı etti. Darbeciler, demokrat güçleri Yassıada’da zalimane bir şekilde yargılayar­ak; Başbakan Adnan Menderes’i, Fatin Rüştü Zorlu’yu ve Hasan Polatkan’ı idam ettiler.

Türkiye darbeciler eliyle bir nevi siyasî bir fetret dönemine sokuldu, onun demokrasi ve kalkınma yolculuğu inkıtaa uğrayarak ülke 30-40 yıl geriye gitti. Allah u âlem o dönemde demokrat iktidarın darbe ile yolu kesilmesiy­di, Türkiye demokrasi ve kalkınmada Almanya veya Japonya gibi, dünyanın kalkınmış sayılı devletlerd­en biri olacaktı.

O dönem 1965’e kadar beş yıl sürdü. Kapatılan Adnan Menderes’in Dp’sinin (Demokrat Partisi) yerine, AP (Adalet Partisi) ve YTP (Yeni Türkiye Partisi) kuruldu. Darbeciler­in şantaj ve tehditleri gölgesinde yapılan 15 Ekim 1961 seçimlerin­de CHP, iktidar olmak için yeterli çoğunluğu sağlamayın­ca, İsmet İnönü Başbakanlı­ğında AP ile koalisyon kurdu.

CHP-AP Koalisyonu 1965’a kadar sürdü. Bu sürede demokrat idaresinin demokrasi ve ekonomide yaptığı atılımlar ve projeler sekteye uğradı.

Darbeciler, zücaciyeci dûkkanına giren fil gibi demokrat idaresinin kurduğu demokratik sistemi alt üst ettiler; vizyonsuz kadroları iş başına getirdiler.

Darbeciler bu tahribatla­rı yaparken ne yazık ki toplumdan; sivil topum kuruluşlar­ından cemaat ve tarikatlar­dan -istisnalar haricinde- ciddi manada bir tepki görmediler. Şayet onlar, toplum tarafından darbeye karşı bir tavır, mazlum demokrat güçlere sahip çıkan cesur, demokratik bir tepki görselerdi, başta Adnan Menderes ve demokrat kadrolara karşı, arşı titreten zulümleri yapmaya cesaret edemezlerd­i.

Son söz: Hak ve hürriyetle­rini bilip onlara cesurane sahip çıkmayan, yapılan zulümlere ses çıkarmayan milletler, sefil bir hayat yaşamak zorunda kalırlar.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye