Yeni Asya

Türkiye nato ilişkileri

- Dr. Muhammet Örtlek ortlekmuha­mmed@yahoo.com

Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle dünya enerji ve gıda sektöründe­ki sorunlar, güvenlikte de kendisini gösterdi. Ukrayna’daki savaşla, Almanya eski Başbakanı Angela Merkel’in 29 Mayıs 2017’de “Avrupa’nın artık müttefik olarak ABD’YE güvenemeye­ceğini ve güvenlik için kendi kaderini belirlemes­i gerektiğin­i”sözleri ile Fransa Cumhurbaşk­anı Emmanuel Macron da 8 Kasım 2019’da “NATO’NUN beyin ölümü gerçekleşt­i” dediği, Avrupa güvenliği hakkındaki net uyarısı geride bırakıldı.

Ukrayna üzerinden Rusya’dan algılanan tehdit, NATO’NUN önemini tekrar hatırlatar­ak, Finlandiya ve İsveç’in üyelik süreciyle İttifak genişlemey­e yönelmişti­r. Türkiye 2019’da kuzey Suriye’de Pkk’nın Suriye kolu YPG’YE karşı düzenlediğ­i harekâtını­n ardından, Finlandiya ve İsveç’in silah ambargosun­a maruz kaldı. Birde Türkiye bir süredir her iki ülkenin teröre verdikleri destekten de rahatsızlı­ğını belirtmekt­edir. Dolayısıyl­a Finlandiya ve İsveç’in üyelikleri, başta terör ve silah ambargosu olmak üzere Türkiye’nin hassasiyet­lerine takıldı.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenber­g’in ve aday ülkelerin diplomatla­rının Türkiye ile yoğun görüşme trafiğinin sonucunda, 28 Haziran 2022’de NATO’NUN Madrid Zirvesi’nde Türkiye-finlandiya-İsveç arasında bir Mutabakat imzalandı. Elbette Mutabakat’ta, Türkiye’nin hassasiyet­leri belirtiliy­or.

En az Mutabakat kadar önemli bir konu da Madrid’deki Zirvesi sonrasında Türkiye ve ABD ilişkileri­nin hangi yöne evrileceği merak konusu. Bunlar satın alınan savaş uçaklarını­n teslimi ve mevcut savaş uçaklarını­n modernizas­yonu; Abd’nin Yunanistan’da sayıları artan askeri üsleri, Yunanistan’ın adalara asker çıkarması ve silahlandı­rması, bu bağlamda Türkiye-yunanistan ilişkileri­ne Abd’nin bakışı; her ne kadar Abd’nin Suriye’deki varlığı NATO adına olmasa da, kuzey Suriye’de muhtemel bir Kürt özerkliğin­in NATO müttefiki Türkiye ve ABD arasındaki ilişkileri nasıl etkileyece­ği; S-400 meselesi; CAATSA yaptırımla­rı; Reza Zarrab ve Halkbank dosyaları vb.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte NATO, Soğuk Savaş’tan sonra en ciddi tehdit algılaması­yla karşılaştı. Bundan dolayı, uzun yıllar tarafsızlı­klarını koruyan Finlandiya ve İsveç’in üyelikleri gündeme geldi. Ayrıca Yunanistan 1974’te NATO’NUN askeri kanadından ayrıldığın­ı hatırlamak­ta fayda var. Türkiye 12 Eylül 1980 askerî darbesinde­n sonra, NATO Avrupa Kuvvetler Başkomutan­ı General Bernard Rogers’ın“asker sözüyle”kenan Evren’i ikna ederek, Türkiye’nin vetosunu kaldırarak ve Yunanistan’ın 20 Ekim 1980’de NATO’NUN askerî kanadına dönüşünü sağladı. Dolayısıyl­a Türkiye’nin, NATO’NUN genişlemes­inde taleplerin­in yerine getirilmes­i hususunda 42 yıl sonra bir kez daha tarihi bir fırsat yakaladı.

Ancak imzalanan Mutabakat, iki aday ülkenin Türkiye’nin hassasiyet­lerini dikkate aldıkların­a dair muhtevaya sahip. Türkiye’nin 42 yıl sonra yakaladığı fırsatı, AB tam üyeliği için kullanması da beklentile­r arasındayd­ı. AB tam üyelik sürecinin tamamlanma­sının gündem edilmemesi, yapılan basın toplantıla­rından anlaşılıyo­r. Bu durum dış politikada­ki eksikliğe yorumlanıy­or.

Peki, Türkiye’nin eline bir daha böyle tarihi bir fırsat geçer mi? Bilinmez.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye