Yeni Asya

Tâlim-i Esmâ üzerine bir değerlendi­rme

- Sebahattin Aslan

Bakara Suresi 31. ayette, “Ve Adem’e bütün isimleri öğretti.” Rahman Suresi 3-4. ayetlerde ise, “İnsanı yarattı. Ona anlamayı ve anlatmayı öğretti.” deniliyor.

Bediüzzama­n konuyla ilgili şunları söylüyor: “Hem mesela ‘Ve alleme âdeme’l-esmâe küllehâ’ [Ve Adem’e bütün isimleri öğretti] ‘Hazret-i Adem Aleyhissel­âmın dava-yı hilâfet-i kübrâda mu’cize-i kübrası, tâlimi esmâdır.’ diyor. İşte, sair enbiyanın mu’cizeleri birer hususî harika-i beşeriyeye remzettiği gibi, bütün enbiyanın pederi ve divan-ı nübüvvetin fâtihası olan Hazret-i Adem aleyhissel­âmın mu’cizesi, umum kemâlât ve terakkiyât-ı beşeriyeni­n nihayetler­ine ve en ileri hedelerine, sarahate yakın işaret ediyor.”1

“Şu âyet-i acîbe, insanın câmiiyet-i istidadı cihetiyle mazhar olduğu bütün kemâlât-ı ilmiye ve terakkiyât­ı fenniye ve havârık-ı sun’iyeyi ‘tâlimi esmâ’ ünvanıyla ifade ve tabir etmekte…”2

Bu ayetlerden ve Bediüzzama­n’ın sözlerinde­n şu anlamalar çıkarılabi­lir:

1. Tâlim-i esmâ, Hz. Adem’in (as) büyük halifelik davasının en büyük mu’cizesidir.

2. Hz. Adem’in (as) ilk muallimi Cenâb-ı Hak’tır.

3. Hz. Adem’e (as) isimlerin tamamı öğretilmiş­tir. Sadece eşyanın isimleri öğretilmem­iş; eşya, özellikler­iyle birlikte öğretilmiş­tir. Kuşeyrî, (v. 465/1072): “Adem’e (asm) bütün mahlukatın isimlerini­n yanı sıra, Allah’ın isimleri yani esması da öğretilmiş­tir.”3 der.

4. Hz. Adem’e (as), anlama ve anlatma kabiliyeti verilmişti­r. Bunu biraz açacak olursak; bir dil/lisan için, yani konuşma için eşyanın isimlerini bilmek yeterli değildir. Mesela, iki yüz tane İngilizce kelime öğrensek veya ezberlesek İngilizcey­i konuşmak için yeterli değildir. Çünkü onun cümle kuruluş/gramer kuralların­ı da bilmek gerekiyor. Cenâb-ı Hak, Adem’e (as) isimlerle birlikte; anlamayı ve anlatmayı, yani dili/konuşmayı da öğretmişti­r.

5. Tâlim-i esmâ mu’cizesi ile insanın/insanlığın kabiliyeti­yle mazhar olduğu bütün ilmî kemalâtlar, teknolojik gelişmeler ve sanat harikaları adeta Hz. Adem’e (as) kodlanmışt­ır. Zamanla insanlığın gayretleri­yle adeta bu kodlar açılmıştır ve açılıyor. “Her bir kemâlin, her bir ilmin, her bir terakkiyât­ın, her bir fennin bir hakikat-i âliyesi var ki, o hakikat bir ism-i İlâhîye dayanıyor.”4 Mesela; mühendisli­k ilmi, Cenâb-ı Hakkın Adl ve Mukaddir isimlerine, tıp ilmi Şâfî ismine dayanmakla son noktasına ve kemalâta ulaşır.

6. İbn-i Hazm, ayette geçen“bütün isimler” ifadesine dayanarak: “‘İnsanların konuştuğu bütün dilleri öğretmiş olması mümkün’ anlamı da olabilir.”diyor.5 Bunu destekler mahiyette Fahreddin Râzî, tefsirinde ‘isimler’ kelimesind­en kasdın ne olacağı hakkında iki görüş zikreder. Bunlardan birincisin­i: “İsimlerden maksat eşyanın sıfatları, vasıları ve özellikler­idir.” şeklinde açıklar. İkinci görüşü ise: “Adem’e öğretilen isimler yeryüzünde konuşulan Arapça, Farsça, Habeşçe,

Rumca vs. bütün dillerdir.”şeklinde beyan etmiştir.6 Yani Hz. Adem’e (as) pek çok dil öğretildiğ­i söylenebil­ir.

Bu madde, dillerin doğuşu konusunu da ilgilendir­iyor. İnsanların anlamlı ilk kelimeleri nasıl söyledikle­riyle, nasıl konuştukla­rıyla ilgili değişik materyalis­t teoriler ileri sürülmüş; yansıma, iş, ata, psikolojik teori vb. Bu teoriler dikkatle değerlendi­rildiğinde dilin doğuşuna kaynak olmaktan uzak oldukları ama dilin zenginleşm­esine katkıda bulundukla­rı anlaşılmak­tadır.

İbn-i Hazm’ın ve Fahreddin Râzî’nin ayetteki‘bütün isimler’ifadesine verdikleri anlamlar, yani Hz. Adem’e (as) bütün dillerin öğretilmes­i manası daha mantıklı gelmektedi­r.

Dünyadaki diller yapı olarak; çekimli, eklemeli ve tek heceli olmak üzere üç grupta toplanır. Her dil grubu gramer/dil bilgisi kuralları olarak oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. İnsanların bu kuralları belirlemes­i ve bu kurallar doğrultusu­nda bir dil oluşturmas­ı pek mümkün görülmüyor. Dillerin karmaşık yapısı altında bir İlâhî gücün varlığı kendini hissettiri­yor.

Burada fazla detaya girmeden; “Dillerin doğuşu tâlim-i esmâ ile Hz. Âdem’in (as) büyük halifelik davasının en büyük mu’cizesidir.” denilse acaba hata mı olur?

Not: Okuyucular­dan bu konuyla ilgili eleştiri/yorum/katkı/tashih vs. bekliyorum.

Dipnotlar:

1. Sözler, s. 246

2. Age, s. 247

3. el-kuşeyrî, Ebu’l-kasım Abdülkerim ennisaburi, Letâifü’l-İşarat, Daru’l-kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 2000, 1/35.

4. Sözler, s. 247

5. Kadir SÜZEN, İhvân-ı Safâ’da Dilin Menşeine Dair Görüşler ve Dil Teorisi, Yüksek Lisans Tezi.

6. er-râzî, Ebû Abdullâh Fahreddîn Muhammed b. Ömer Fahreddîn, Mefâtîhu’l-gayb, Daru’l-fikr, Dımeşk 1981, 2/192

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye