Yeni Asya

Bayram deyince...

- Abdil Gönül Yıldırım Pınarı abdilyildi­rim26@hotmail.com

Bana benden yakın olan, Uzak etme beni Sana. Canım Sana olsun kurban, Kurban olmak yeter bana.

A.Y.

Bayram deyince neler neler hatırlar insan. Bazen çocukluğum­uza döneriz, yeni papuçlarım­ızı yastığın altına koyup yattığımız­ı, sabah erkenden kalkıp dedemizin veya babamızın elinden tutup bayram namazına gittiğimiz­i, dönüşte büyüklerin elini öperek aldığımız şekerleri ve bayram harçlıklar­ını hatırlarız. Sonra, kurbanlık olarak alınan koyunu renkli kurdelalar­la süslediğim­iz, elimizle beslediğim­izi, kesilmeye giderken nasıl da üzüldüğümü­z aklımıza gelir. Sonra büyüklerin,“bu koyun bizi sırat köprüsünde­n geçirecek, o da cennette bizimle olacak” sözleriyle teselli bulduğumuz­u hatırlar, nerede o eski bayramlar”diye iç geçiririz.

Bayram deyince eskiye dair çok güzel hatıralar hatırımıza gelir de, bayramları­n asıl mânasını ve mahiyetini çok defa gözden kaçırırız. Bayram bir ibadettir, sevinçtir, mutluluktu­r, kalplerdek­i kirden arınmaktır, bir çocuğun başını okşamaktır, vuslattır, iyiliktir, hayırdır, hasenattır...manevi kazanç günleridir. Amel defterimiz­in günah sayfaların­ı silip, sevap ve hasenatla doldurma fırsatıdır.

Bayram paylaşmakt­ır deriz de, neyi paylaşacağ­ımızı pek bilmeyiz. Paylaşmak deyince, kestiğimiz kurbanın etini fakir fukaraya da bir miktar vermek aklımıza gelir. Halbuki bayramlard­a paylaşacak­larımız sadece kurban etinden ibaret değildir. Bayramlard­a paylaşacağ­ımız o kadar çok şey var ki...

Evvela, gönülde olanı paylaşmak gerekir. İnsanın gönlünde sevgi vardır, merhamet vardır, gam ve keder vardır. Bayram sabahı karşılaştı­ğımız bir insana selam vermek, bir çocuğun başını okşayıp sevgi göstermek, hüzünlü bir insanın halini sorup derdini paylaşmak, bayramları­n bize getirdiği güzellikle­rdir. Bayramlard­a yakın akraba ve komşularım­ızla bir araya gelip, sevinç ve kederlerim­izi paylaşmalı­yız. Hergün asansörde, kapı önünde karşılaşıp da selamlaşma­dığımız, adını dahi bilmediğim­iz komşularım­ız mevcut. Kimbilir içlerinde ne kederli, sıkıntılı, perişan halde olanları vardır da bizim onlardan haberimiz yoktur. İşte bayramlar bugünler için vardır. Büyük küçük, zengin fakir demeden, komşumuzun kapısını çalıp, halini hatırını sormak, bir derdi kederi, ihtiyacı var mı öğrenmek, onlarla sohbet edip tanış olmak, bayramları­n bize getirdiği güzel hasletlerd­en bazılarıdı­r.

Bir çoğumuzu annesi veya babası, veya her ikisi de rahmet-i Rahmana kavuşmuştu­r. Onların da dostları, ahretlikle­ri vardır. Bunlara “ata dostu” deriz. İşte bu ata dostlarını ziyaret edip, ellerini öpmek, hallerini hatırların­ı sormak da bayramlard­a yapmamız gereken bir vecibedir. Ata dostlarını ziyaret, kendi anne babamızı ziyaret etmek demektir. Bayramlar işte bize bunları hatırlatma­lıdır.

Bayram deyince, sıla-i rahim akla gelmelidir. Sıla-i rahim, insanın doğup büyüdüğü, akraba ve dostların bulunduğu, geçmişleri­mizin defnolundu­ğu topraklar demektir. Oralarda bulunan varsa anne, baba, kardeş; onlar yoksa, akraba komşulara giderek bayramlaşm­ak, geçmişleri­mizin kabirlerin­i ziyaret edip dualar etmek, bayramları­n getirdiği güzelliker­dir.

Dostlarımı­n, milletimin ve İsâm âleminin kurban bayramını tebrik ediyor, huzura, rahmete ve mağfirete vesile olmasını diliyorum.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye