Fukaralıktaeşitlik
Türkiye’nin sıkıntılarını geride bırakarak “Büyük Türkiye” olması yıllar önce ilan edilen bir hedefti. Elbette “Büyük Türkiye”den ne anlaşıldığı da önemlidir. Tek başına “zengin” olan bir Türkiye, “Büyük Türkiye” olmuş olmaz. Bazı idareciler bu noktayı iyi tahlil edemediği için hadiseye sadece para ve zenginlik noktasından bakıyor.
“Büyük Türkiye”den anlaşılması gereken esas konu, barış ve huzur içinde yaşanan bir ülke hedefi olmalı. Hak, hukuk ve adaletin hükmettiği; başta İslam dünyası olmak üzere dünyaya örnek olan bir ülke ancak “Büyük Türkiye” olmuş olur. Yoksa yer altında petrol denizi olsa ve bu zenginlik vatandaşa yansımasa böyle bir ülke ‘büyük’ olmuş olur mu?
Ülkemizin yaşadığı büyük çelişkilerden biri de, büyük çoğunluğun ‘asgari ücret’ ya da ‘fukaralık’ta eşitlenmeye doğru sürüklenmesidir.
Asgari ücrete yapılan zam dar gelirleri ilk anda sevindirse de, devam eden zamlar sebebiyle bu zamlar da anlamını kaybediyor. Maaşlara 6 ay arayla gelen zamma karşılık, market fiyatlarına neredeyse haftada bir zam gelmiş oluyor. Konu ile ilgili bir haberde Türkiye’de genel ücretlerin 300 dolar civarına olduğuna dikkat çekilmiş. Ayrıca, ücretli çalışanların yüzde 46’sı asgari ücret ve altında yıllık gelirle geçiniyor. (Dünya g., 6 Temmuz 2022)
Haberde şu bilgiler var: “Asgari ücret arttı. Ancak son yıllarda istihdamın çok büyük bir kısmının, asgari ücret ya da asgari ücrete yakın seviyelerde yapılıyor olması gerçekte son derece ‘basit bir sosyal koruma aracı’ olan asgari ücreti neredeyse ‘genel ücret’ haline getirdi. Örneğin, Sgk’nın son nisan ayı bülteninde bildirilen ücretlerin günlük kazanç tutarı, Türkiye genelinde 275,4 TL. Günlük asgari ücret ise 166,8 TL düzeyinde. Böylece asgari ücret ortalama ücretin yüzde 60’ı düzeyine ulaşmış oluyor.”
Asgari ücretin altında aylık maaş alanları olduğu bir gerçek. Kalıcı çözümün, asgari ücrete zam yapmaktan ziyade; mal ve hizmetlere zam yapmamak olduğu görülmeli. Ayrıca gerekli çalışmalar yapılarak asgari ücretten alınan vergilerin mümkünse sıfırlanması temin edilmeli. Çünkü asgari ücretlinin işverene maliyeti, işverenleri ürkütüyor. Bunun sonucu olarak sigortasız işçi çalıştırmaya teşebbüs edenler de oluyor.
Neticede olarak, çalışanların çoğunluğunun ‘asgari ücret’ aldığı bir ekonomik yapının “Büyük Türkiye”yi kurması mümkün olmaz. Hele hele asgari ücretten daha düşük ücretlere ve hatta ‘kayıt dışı işçi’ olmaya göz yuman bir yapı ve sistemle dünyaya örnek olmak da mümkün değil.
Zenginlerin daha zengin olduğu ve nüfusun çoğunluğunun ‘fakirlikte eşitlendiği’ bir yapı Türkiye’nin hedefi olmamalı vesselam.