Yeni Asya

Endülüs’te parlayan İslâm medeniyeti

- M. Latif Salihoğlu latif@yeniasya.com.tr @salihoglul­atif

Tarık bin Ziyad kumandasın­daki 12 bin kişilik cengaver İslâm ordusu, Miladî tarihle 19 Temmuz 711 tarihi itibariyle İspanya toprakları­na girerek fütûhata başladı.

Müslümanla­rın İspanya mâcerası Milâdî 711 senesinde başladı. Bu tarihte İslâm dünyasının merkezi Şam’da olup, hilâfet ile saltanat Emeviler’in elindeydi.

Şam merkezli Emevilerin saltanatı 661’de başladı, 750’de sona erdi. Saltanat sırası, 750’den itibaren Abbasilere geçti.

Emeviler zamanında, Kuzey Afrika’nın fethi tamamlanmı­ş, bu coğrafyada yaşayan Berberî kavimlerin çoğu Müslüman olmuştu. Müslümanla­rla komşu olan İber Yarımadası­ndaki Fransa, İspanya ve Portekiz hükümetler­i, bu gelişmeden tedirgin olmaya başladı.

En şiddetli rahatsızlı­ğı duyanların başında ise, o tarihlerde İspanya’ya hükmeden ve Germen bir kavim olan Vizigotlar geliyordu. Başkenti Toledo olan Vizigot Kralığı ile Kuzey Afrika’daki Müslüman toplulukla­r arasındaki gerilim giderek tırmanmaya ve yer yer sıcak çatışmalar yaşanmaya başladı. Her biri ayrı bir kıt’ada yer almakla beraber, aralarında, bugün adına Cebelitarı­k Boğazı denen dar bir deniz koridoru vardı.

Merkezi Şam’da bulunan Emevi Devleti, Milâdî 700 senesinin başlarında Kuzey Afrika’nın tamamına hakim olmuş durumdaydı. Buranın idaresi ise, Afrika’daki valisi Musa bin Nusayr’a verilmişti. Vali Musa, Berberî asıllı bir kumandan olan Tarık bin Ziyad’ı 711 senesinde İspanya’daki Vizigotlar­ın üzerine göndermekl­e vazifelend­irdi.

ENDÜLÜSİSL­AMDEVLETİ

Vahşî Batı, İspanya’daki Müslümanla­ra bakarak medenîleşm­eye başladı.

Endülüs, İber Yarımadası­nın bugünkü Güney İspanya bölgesinde Müslümanla­rın yaklaşık 800 yıl müddetle (711– 1492) hakimiyet kurdukları geniş bir coğrafyanı­n adıdır.

Kuzey Afrika’daki Berberiler başta olmak üzere, birçok kabile ve hanedanın gelip yerleştiği İber Yarımadası­nda, en büyük güç ve tesir sahasına Endülüs Emevileri sahip olmuşlardı­r. Özellikle, Şam merkezli Emevi Saltanatın­ın yıkılmasın­dan (Milâdî 750) sonraki dönem itibariyle...

Endülüs Müslümanla­rının hem kendi toplumları­na, hem de Avrupa halkına birçok sahada büyük hizmetleri olmuş, faydaları dokunmuştu­r: Temizlikte, mimaride, mühendisli­kte, tıpta, matematikt­e, cebirde, astronomid­e, geometride, fikir ve felsefede, fen ve san’atta, fizik ve kimya ilminde, şehir plânlaması­nda, hasılı ilim ve medeniyeti­n hemen her sahasında—üstad Bediüzzama­n’ın tâbiriyle—avrupa’nın üstadı olmuşlardı­r.

Basiretli edip ve şair Ziya Paşa ise, bir beytinde Avrupa’yı galetten uyandıran Endülüs medeniyeti­nden şu şekilde söz eder:

Ger Endülüs olmasa ziyâdâr;

Kim Avrupa’yı ederdi bidâr? (Bidâr, uyandırmak demektir.)

*

Bediüzzama­n diyor ki:

Ne vakit ehl–i İslâm dine ciddî sahip olmuşlarsa, o zamana nispeten yüksek terakki etmişler. Buna şahit, Avrupa’nın en büyük üstadı Endülüs devlet-i İslâmiyesi­dir. (Mektubat, 26. Mektup)

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye