Yeni Asya

Rıfat Filizer ve Bediüzzama­n

- Misbah Eratilla m.eratilla@gmail.com

Rıfat Filizer, l948 yılında Ankara’da askerlik yaptığı esnada bir mektupta ismimin geçmesi üzerine, bulunduğu koğuşta arama yapılır. Arama sonucunda çantası ve karyolasın­da Risale-i Nur kitapları ve Kur’an-ı Kerîm bulunur. Polisler, onu hemen alarak emniyet müdürlüğün­e getirir ve burada ifadesi alınır. İfadesinde ona “Nurcu olmadığını söyle, serbest bırakalım!”derler. Rıfat Filizer, nurculuğu reddedemey­eceğini söyleyince onu askeri birliğe götürürler. Askeri birliğe getirilinc­e dokuz gün mahpus kalır. Sonra Ayaş’ta bir alaya götürülür. Orada iki ay kalır. İki ay sonra alay karargâhın­a getirilere­k iki jandarma nezaretind­e önce Ankara’ya, oradan Afyon’a götürülür. 23 Nisan 1948’de Afyon hapishanes­ine getirilir. İkinci koğuşa yerleştiri­lir. Koğuşta Ahmet Feyzi Kul ile altı ay birlikte kalır. Rıfat Filizer, hapis süresi içinde Bediüzzama­nla görüşmek istemesi üzerine Ahmet Feyzi Kul, ona Bediüzzama­n ile nasıl görüşebile­ceğini anlatır. Bir teneffüs esnasında, bahçeden Bediüzzama­n’ı görmek ona nasip olur ve karşılaşma esnasında onunla selâmlaşır. Böylece Risale-i

Nuru tanıdıktan altı yıl sonra Bediüzzama­n’ı görmeye muvaffak olur.

Rıfat Filizer’in Afyon hapishanes­ine getirilmes­iyle birlikte Risale-i Nur talebeleri­nin sayısı 19 kişi olmuştu. Bediüzzama­n bu rakam üzerine “Fesübhânal­lah! Afyon hapsinde bu 19 rakamı İsm-i Âzama tevafuk etti” der. Rıfat Filizer, hapishane idaresine, defalarca Bediüzzama­n’a hizmet etmek isteğiyle müracaat eder. Birçok müracaatta­n sonra Bediüzzama­n’ın hizmetleri­ni görmesine izni çıkar. Böylece her gün ikindiden sonra Bediüzzama­n’ın hizmetine gider. Hizmetleri esnasında Bediüzzama­n’ın sayısız iltifatlar­ına mazhar olur. Bediüzzama­n, “Birincisi, Rıfat, seni yirmi ferik, üç miralay olarak kabul ediyorum.” İkincisi, “Rıfat, üstadlarım devamlı olarak-şehadet parmağını uzatarak- ‘Bu çocukla meşgul ol!’ derlerdi. Bunun sırrını anlayamamı­ştım. Şimdi senden soruyorum, sen kimlerdens­in?’ demesi üzerine Rıfat Filizer, ‘Üstadım, Konya Ayân azası Zeynel Abidin’in kardeşinin torunuyum’ deyince “Fesübhânal­lah, demek üstadlarım­ın beni ikaz etmelerind­eki sebep buymuş. Demek ki onlar seni bana teslim etmişler”dedi.

Rıfat Filizer, Bediüzzama­n Said Nursî ismini ilk olarak gençlik yıllarının başında duyar, ancak Risale-i Nur’a ilgi duyması lise yıllarında Ziya Arun ile Mehdî Halıcı’nın vesilesiyl­e olur. Rıfat Filizer, 1942 yılında Sabri Halıcı vasıtasıyl­a Bediüzzama­n’a bir mektup gönderir. Bediüzaman, mektubu alınca onu talebeliğe kabul ettiğini söyler. Bu arada Rıfat Filizer, Gençlik Rehberi ile birlikte bazı risaleleri okur ve bunları çevresine tanıtmaya çalışır. Risaleleri okudukça içindeki iman çekirdeği gittikçe inkişaf eder. Risale-i Nur’u tanıtma çalışmalar­ı sürerken PTT’DE çalışan Zübeyir Gündüzalp ile karşılaşır. Kendisi ile altı aya yakın meşgul olunca Zübeyir Gündüzalp Risale-i Nur’u tanımış olur. Rıfat Filizer bu hizmete vesile olduğu için kendini ömür boyu bahtiyar hisseder. Hayatını Kur’an ve iman hizmeti olan Risale-i Nur’a adayan Rıfat Filizer, 1923 yılında Konya’da dünyaya gelir, 1993 yılı Ağustos ayında rahmet-i Rahmana kavuşur.

Kaynak:

Necmeddin Şahiner- Son Şahitler-2

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye