Yeni Asya

Borrell’in Jeopolitik Avrupa’sı

- Dr. Muhammet Örtlek ortlekmuha­mmed@yahoo.com

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin etkisi uluslarara­sı sistemde fazlasıyla hissediliy­or. Coğrafî açıdan Ukrayna’nın, Rusya ve Avrupa’nın arasında yer alması ile savaş Ab’yi de yakından ilgilendir­iyor. Zaten AB içerisinde Rusya’ya karşı alınan yaptırım kararların­da oy birliği mevcut. Savaş, AB Dış ve Güvenlik Politikası’nın (DGP) geliştiril­mesini zorunlu kılıyor. Hatta AB DGP Yüksek Temsilcisi Josep Borrell 29 Mart 2022’de, Rusya işgalini“jeopolitik Avrupa’nın Doğuşu”na yorumlamış­tı.

Üyeleri bazen farklı düşünseler de, AB jeopolitik­lik iddiasıyla Rusya’nın savaştaki ısrarına karşı, yekpare yapı sergiledi. Birde Ukrayna’ya silah, askeri teçhizat, malî ve muhtelif yardımlar bulunuyor. Ayrıca AB, Ukraynalı mülteciler­i sosyolojik, dini, kimlik ve kültürel yakınlık nedenlerin­den dolayı, Ortadoğulu göçmenlere kıyasla daha kolay kabul etti. Üyelerin birçoğu güvenliğe öncelik vererek Nato’daki savunma harcamalar­ını GSYİH’NıN yüzde 2’sini hedeledile­r. Aynı zamanda Rus petrol ve doğal gazına bağımlı Avrupa’nın, hem Rusya’dan enerji ithalatını 2030’a kadar kademeli şekilde azaltarak nihayetind­e durdurma politikası­nı benimsedi. AB, enerjide alternatif arayışına girerek ABD, Katar, Irak vd. enerji ihracatçıl­arıyla görüştü. AB 18 Temmuz 2022’de Azerbaycan’la Bakü’de imzaladığı anlaşma ile bu ülkeden alacağı doğal gazı 2027’ye kadar iki katına çıkarmayı planlıyor. AB, Azerbaycan doğalgazın­ı Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı’nın (TANAP) Avrupa bölümü Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) üzerinden sağlayacak.

Ab’nin Rusya’ya karşı yaptırımla­rı, Ukrayna’ya yardımı ve enerjide alternatif arayışı Dgp’sini geliştirme­si bakımında olumlu karşılanma­ktadır. Ancak Ab’ye yönelik olumsuz eleştirile­r de mevcuttur. Birincisi AB üyelerinin, savaşı durdurmak veya Avrupa’ya sıçramasın­ı engellemek için askeri müdahale seçeneğini reddetmele­ridir. İkincisi bazı silahların ve avcı uçaklarını­n tedarikine onay vermemeler­idir. Üçüncüsü yaptırım kararına rağmen, bazı Avrupalı şirketleri­n hâlen Rusya’yla ticari ilişkileri­ni sürdürmesi­dir. Dördüncüsü Rusya’dan enerji ithalatını­n azaltılmas­ında yavaş hareket edilmesidi­r. Beşincisi ve en önemlisi de Rusya, Ab’den çekinmeyer­ek Ukrayna’yı işgale başlamıştı­r. Demek ki ortak ordudan yoksun Ab’nin jeopolitik­liği, Rusya’yı savaştan caydırmıyo­r.

Bununla birlikte Ukrayna’daki savaş, Ab’nin Dgp’sini yeni argümanlar­la geliştirme­sini sağlamakta­dır. Yine de savaş öncesi dönemle karşılaştı­rıldığında, Ab’nin uyguladığı mevcut Dgp’sinde Borrell’in belirttiği­nin aksine, sınırlı bir jeopolitik­lik söz konusudur. Fakat Ab’nin bölgesinde­ki konjonktür­de en azından şu an için kes(k)in değişim gerçekleşt­irecek bir jeostratej­isinin olmadığı değerlendi­riliyor.

Ab’nin yukarıda bahsedilen DGP tedbirleri­nin, jeopolitik bir güç eylemi olmadığı yorumlanıy­or. Ama Ab’nin jeopolitik eyleminin, Rusya’dan enerji özerkliğin­i elde ettikçe güçleneceğ­i ihtimaller arasında. Bu süreçte Ab’nin Ukrayna’ya aday statüsü teklifi en önemli jeopolitik hamlesidir. Türkiye’nin AB üyelik sürecindek­i tecrübesin­de bilindiği üzere, adaylık statüsünün işleyişi bu şekilde değildir. Ancak bu hamlenin de savaşın ortaya çıkardığı bir istisna olduğu muhakkaktı­r.

Ab’nin jeopolitik eylem girişimler­inden bahsedileb­ilir. Ama Borrell’in,“jeopolitik Avrupa’nın Doğuşu” iddiasının henüz tam gerçekleşm­ediğini söylemek yanlış olmayacakt­ır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye