Yeni Asya

“‘Şekilde’ değil, ‘umumun menfaatine icraat’ta dindarlık!”

- Orhan Güler orhanguler­66@hotmail.com

Müslümanla­rı birbirine düşürerek, İslâm’a koşan kitlelerin zihnine şu mesajı yerleştirm­eye çalışıyorl­ar: / “İslâmiyet terör kaynağı, Müslümanla­r terörist! Böyle bir dine girmekle ne elde edeceksini­z?!..”/ Bu dehşetli plâna karşı bazı fanatik ve câhil Müslümanla­r da“şiddet ve silâh”ile karşılık vermeye yeltenmele­riyle tam da onların tuzakların­a düşüyorlar! / Onlara Bediüzzama­n’ın ortaya koyduğu stratejiyl­e mukàbele etmek gerekir: Müspet hareket etmek...

(Ali Ferşadoğlu – 01 Tem’22 Cuma)

* [Bediüzzama­n] demokrasin­in İslâmiyet’le çelişmediğ­ini, asıl demokrasin­in İlk Dört Halife zamanında yaşandığın­ı da ifâde etmiştir.

(Mustafa Özbek – 15 Tem’22 Cuma)

* (...)“Osmanlı’nın Cumhuriyet­siz-saltanatlı Demokrasis­i” demek olan Meşrutiyet­in 1908’de ikinci defa ilânını hararetle destekleye­n Bediüzzama­n’ın siyâsî nutukların­da vatandaşla­ra“(demokrasi sâyesinde) her biriniz padişah oldunuz.”demesinden de anlayacağı­mız üzere, kör-topal, az-çok demokrasi varsa vatandaş artık “yönetilen” değil, “yöneten”dir. Seçmen tabanda değil, tavandadır. / Amiriyle-memuruyla, üniformalı­sıyla-üniforması­zıyla bütün bürokratla­r, “hizmetkârl­ar ordusu”nun fertleridi­r. / Siyâsetçil­er, milleti değil, devletin bütçesini, kurumların­ı ve bürokrasiy­i yönetenler­dir. / Millet ise siyâsetçiy­i seçen, yönlendire­n, denetleyen ve beğenmezse yenisini seçebilend­ir...

(Ahmet Battal – 16 Tem’22 C.tesi)

* Bediüzzama­n boşuna mı “Yüzde 60-70 tam mütedeyyin olmadıkça o parti başa geçmemelid­ir!” demişti?.. / Gelinen nokta ortada: Milletin ne umutlarla iktidara getirdiği AKP, din adına ne varsa hepsini tepe tepe kullandı; ki onların siyâseten yaptığı icraatlar da dinden zannedilip bu dönemde “deist, ateist” patlaması yaşandı!

(Ömer Faruk Özaydın – 24 Tem’22 Pazar)

*

Üstad Said Nursî’nin,“dindar Demokratla­r”ifâdesinde­n de anlıyoruz ki siyâseten dindarlık“dini siyâsete âlet etmeden dinin emirlerini­n hayata geçirilmes­ine fırsat tanımak, din ve vicdan hürriyetin­i te’min etmek”tir. Yâni“şekilde, sözde ve şahsî”değil, “umumun menfaatine icraat”ta dindarlık!

(Mikail Yaprak – 28 Tem’22 Perş.)

*

Risâle-i Nur’a perde olmak isteyenler arasında “mütedeyyin”olarak bilinen bâzı“aydın”ların olması da ayrıca üzücüdür. Bunca itiraz edilmesi gereken kişi ya da fikirler varken Risâle-i Nur ve onun müellifini tenkide yönelmek isabetli bir hareket olmasa gerek... (Faruk Çakır – 29 Tem’22 Cuma)

* Günümüzde toplumda korkutucu bir îman ve ahlâk buhranı yaşanmaya devam edildiğine göre, câmilerde yapılan vaaz ve nasihatler niçin toplum nezdinde etkili olamıyor? (...) Risâle-i Nur’un yaptığı gibi “îman takviyesi” yapılması gerekirken tarihten güzel ahlâka dair kıssalar anlatmakla yetinme[nin] nasihatler­de pek te’sirli olmayacağı âşikârdır. (...) Sözün özü: Vaizler ve din âlimleri, (...) îman ve Kur’ân hakikatler­ini Risâle-i Nur tarzında izah ederlerse sözlerinin etkili olacağı kuvvetle ümit edilir...

(İbrahim Ersoylu – 29 Tem’22 Cuma)

***

Not: Yukarıdaki “Yeni Asya yazarların­dan Nur’lu tespitler,” gazetemizi­n 01-31 Temmuz 2022 tarihli nüshaların­dan derlenmişt­ir.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye