Farkında olmadığımız ‘iş’ler

Düşünüyorum da. Beynimiz saniyede milyarlarca işlem yapıyor. Farkında bile olmadığımız sayısız işlemler yapılıyor. Sadece beyinde gerçekleşen ve bilinç dışı işleyen sistem kontrolü insana bırakılsaydı…. İnsan bu yük altında ezilir kalırdı. Lokantadaki yemek listesine bakmak karnımızı doyurmaz.

Ancak hazmedilen yemek vücuda fayda sağlar. Sadece hayatın anlamına değer katan bilgiler zihnimizi, ruhumuzu doyurur. Aydınlatır dünyamızı..

İlimden gelen bir ince nizam var. Maharetten gelen hassas ölçüler.

Sanatlı ve özel tasarım. Hoş tat cazip kokular. Kusursuz ve hatasız işleyen harikulade süreç.

Küçücük tohumda kodlanan harika program var.

Güneş ışığı güneşi gösterir. Her tohum da Allah’ı bildirir, güneş gibi.

Allah ummadığımız yerden çiçeklendirir bizi. Bebek, şefkate süte muhtaç. Anne, sevgiye ilgiye…

Canlılar muhtaç; toprağa suya havaya güneşe. Muhtacız; kainattaki hassas dengelerin her birine.

Muhtacız; gücümüzün yetmediği yerlerden ihtiyaçlarımızı gönderen, sonsuz rahmete. Göz gerçi Allah’ı göremez, ama neye baksa O’na işaret eden ışıltılar görür.

Uyku taklidi yapan, gözleri bağlı olan veya görmek istemiyenler gündüzünü gece yapar..

Üzüm salkımındaki baloncuklar içine lezzetli şuruplar konuluyor.

Hindistan cevizi ağacından süt konserveleri sarkıtılıyor. İncir ağacı, kendi çamur yiyor, yavruları olan meyvelerine süt emziriyor. Ve sayısız nimetler gönderiliyor.

Hem de: “Hiç ummadığımız yerlerden…” Talâk Sû.65:3

“Onu beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter.

Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.”(talak suresi 3. ayet)

Kâinatta bilincimiz dışında etkimiz haricinde çalışan öyle bir sistem var ki…

Hayret verici seyahatler şaşmadan yaptırılıyor. Yıldızlar, atomlar, gıda zerreleri uyum içinde çalıştırılıyor. Bu sistem, mutlak ilim ve kudret sahibinin büyüklüğünü haykırıyor. Birer birer ve hepsi birden.

Eskiden de vardı…

Denizdeki dalgalar

Anbean değişen manzaralar Bulutlardaki hercai yansımalar Gülümseyen yıldızlar

Eskiden de vardı...

Üstünkörü bakıp geçen, mevcudatı indirgeyen.

Veya temaşa eden insanlar. Hakikate varma gayreti yaşayanlar ve yaşamayanlar

Kazananlar ve kaybedenler. “Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, yüz çevirerek üzerinden geçerler”(12:105)

Güneş balçıkla sıvanmaz

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde oluşan boya ve fırçaların rastgele savrulmasıyla,şu tablo kendi kendine oldu. Ve şu kainat da tesadüfen oluştu, masalı kimi uyutur bilemem.

Fakat aklı başında herkes bilir ki; resim ressamsız, eser ustasız değil..

Milyonlarca yıl geçse de, ormandaki küçük kulübe tesadüf rüzgarlarıyla gökdelene dönüşmez.

Akıp giden zamanda, bakım görmeyen saray bile harabe olur.

Özen olmazsa ayakta kalamaz. Küçük bir kulübe bile ustasız olamaz.

Bu muhteşem kainat sarayı da elbette mimarsız, sahipsiz değil.”