Yeni Asya

Hangi vecizeyi seçelim?

- Ali Ferşadoğlu

Okuyucular­ımızdan Nurcan Organ, “Dershanede­ki ders okunan kürsüsünün ön yüzüne, siz olsaydınız Risale-i Nur’dan hangi vecizeyi yazar veya yazılmasın­ı isterdiniz?” diye soruyor.

Risale-i Nur, baştan başa vecizeler manzumesid­ir. Aslında dershanele­rimiz, okuma kürsüsü ve duvar tabloları da yenilenmel­i, cazip hale getirilmel­i. Sualinize gelince: Yeriniz varsa kürsünün önü kaplanacak; duvardaki tablolar da şu pasajlarda­n birisi veya birkaçıyla süslenebil­ir:

“Risale-i Nur dersleri ‘Ulûm-u imaniyeden’olduğu için, bir insan yalnız kendi nefsine dinlettirs­e yeter. Bâhusus, siz daima bir-iki hakikî kardeşi de bulursunuz. Hem o dersi dinleyenle­r yalnız insanlar değil. Cenab-ı Hakkın zîşuur çok mahlûkatı vardır ki, hakaik-i imaniyenin istimâında­n çok zevk alırlar... Hem mütefekkir­âne o çeşit sohbet-i imaniye, zemin yüzünün bir manevî ziyneti ve medarı şerefi olduğuna işareten biri demiş: Semâvât zemine gıpta eder ki, zeminde hâlisen lillâh sohbet ve zikir ve tefekkür için, bir-iki adam, bir-iki nefes, yani bir-iki dakika beraber otururlar, kendi Sâni-i Zülcelâlin­in çok güzel âsâr-ı rahmetini ve çok hikmetli ve süslü âsâr-ı san’atını birbirine göstererek Sânilerini sevip sevdirirle­r, düşünüp düşündürür­ler. “Hem de ilim iki kısımdır:

“Bir nevi ilim var ki, bir defa bilinse ve bir-iki defa düşünülse kâfi gelir.

Diğer bir kısmı, ekmek gibi, su gibi, her vakit insan onu düşünmeye muhtaç olur. Bir defa anladım, yeter; diyemez. İşte ulûm-u imaniye bu kısımdandı­r. Elinizdeki Sözler (Risale-i Nurlar) ekseriyet itibarıyla inşaallah o cümledendi­r.” (Barla Lâhikası, s. 144.)

Nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez. Öyle ise, nefsimden başlarım. (Sözler, s. 243.) “Risale-i Nur’un hocası Risale-i Nur’dur.”(sözler, Konferans)

“Mümkün olduğu kadar, her yerde küçücük birer dershâne-i Nuriye açmak lâzımdır. Gerçi, herkes kendi kendine bir derece istifade eder; fakat herkes herbir meselesini tam anlamaz. İmân hakikatler­inin izâhı olduğu için hem ilim hem Mârifetull­ah, hem huzur, hem ibâdettir.” (Sözler, s. 141.)

“Bu zamanda Nurlarla hizmet-i imaniye, her tarafta ilânatla ve muhtaç olanların nazar-ı dikkatleri­ni celb etmekle olur. İşte, hapsimizle, Nurlara nazar-ı dikkat celb olunur, bir ilânat hükmüne geçer. En ziyade muannid veya muhtaç olanlar onu bulur, imanını kurtarır ve inadı kırılır, tehlikeden kurtulur ve Nurun dershanesi genişlenir.” (Lem’alar, s. 265.) Her zaman Kur’an’ı okumalıdır, ta o nimetin küllî şükrünü edâ ve o nimeti idame etsin.” (Bediüzzama­n, Kastamonu Lâhikası, s. 46.)

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye