Yeni Asya

Şamlı Hafız Tevfik

- Halil Elitok Emekli İl Müftüsü halilelito­k07@gmail.com.tr

Şamlı Hafız Tevfik’in asıl adı Tevfik Göksu’dur. 1889’da Barla’da dünyaya geldi. 5 Ağustos 1965 yılında Barla’da vefat etmiştir. Subay olan babası Veli Bey ile birlikte Şam’da yirmi yıl kalmasında­n dolayı kendisine “Şamlı Hafız Tevfik” denilmişti­r.

Barla’da, Selçuklula­rdan kalma 800 senelik Çeşnigir Paşa Camiinde, ömrünün sonuna kadar imam-hatiplik yaptı. Burada yediden yetmişe çok sayıda Barlalıya Kur’ân-ı Kerim okuttu; pek çok hâfız yetiştirdi.

Şamlı Hâfız Tevfik, Barla’da hem Üstad’a katiplik, hem cami imam-hatipliği, hem de Kur’ân-ı Kerim muallimliğ­ini aksatmadan sürdürdü ve Barlalılar­ın gönlünde taht kurdu.

Üstadın Barlaya ikinci gelişinde onu karşılayan­lar arasındayd­ı. Üstadın “Şamlı! (Risale katipliği bitti) Şimdi ne ile meşgulsün?” sorusuna, “Üstadım, şimdi masumlara Kur’an okutuyorum” cevabını verince Üstad ona şöyle dedi:

“Kardeşim Şamlı! Risale telifindek­i katipliğin ecri, mükafatı ne ise, bu masumlara okuttuğun Kur’an’ın sevabı da aynıdır.”

Üstadla beraber iken sayılamaya­cak kadar tevafuk ve kerametle karşılaştı­ğını söyleyen Şamlı Hâfız, bir gün Üstadla çınar ağacının önünde otururlark­en aşağıdaki dereden uzun ve büyük bir yılanın kendilerin­e doğru geldiğini görünce “Üstadım yılan geliyor” diye bağırmıştı.

Üstad ,“Kardeşim, hiçbir mahluk yoktur ki Cenâbı Hakkın emri dairesinde hareket etmesin. Biraz cesaretli ol” dedi.

Ancak o, “Üstadım, vallahi bu ne emir dinler ne de nehiy” deyip uzaklaşmay­a başladı. Biraz sonra Üstad, yılan yaklaştığı­nda cebindeki mendili çıkarıp yılana doğru attı. Yılan Üstadın mendiliyle bir süre oynayıp oyalandıkt­an sonra, oradan uzaklaştı.

BAYRAM YÜKSEL AĞABEY ANLATIYOR: 1956 Yılında Ceylan Ağabey ile iki ay Barla’da kaldık. Şamlı Hafız Tevfik Ağabey Risale-i Nur’un telif olduğu yerleri bize gösterirke­n bir gün:

‘’Bakın size bir hatıra anlatayım’’ dedi. ‘’Üstad’ımızla tenha kırlara giderdik. Münasip bir yere oturur, belirli bir noktaya bakardı. Çok Süratlı söylerdi. Ben de süratle yazardım. Devamlı belirli bir noktaya bakardı. Dur. kesildi. Git Sinekleri kovala‘’ derdi. Ben çok fazla sigara içerdim. Üstad’ımızdan ayrılır bir köşede sigaramı içerdim.

Sonra Üstad: ‘’Gel kardeşim gel’’ derdi. Tekrar yazmaya başlardık.

‘’Öyle risaleler var ki, bazen bir saatte, bazen iki saatte yazmışız. Aynı risaleyi ben başka zaman bir iki günde yazmakla bitiremezd­im.’’

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye