“Yüzde 80 enlasyonla sokakta…”
Ekonomideki çöküşe dair“gözlerimdeki ışıltıya bakın!”, “bir uyusak da altı ay sonra uyansak her şeyin düzeldiğini göreceğiz” diyen Maliye ve Hazine Bakanı’nın ilginç çıkışları hep polemik konusu.
En son kendi ifadesiyle “yabancı bir ülkenin bakanına ‘Ben bu şekilde (yüzde 80 enlasyonda) sokağa çıkarken sen yüzde 10 enlasyonla sokağa çıkamıyorsun!” sözleri yeni bir tartışmayı tetikledi.
Garip olan, bu ifade ile Bakan’ın öncelikle TÜİK’IN tâlimatla aşağı çekilen rakamlarına göre yüzde 79.6, Enlasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) yüzde 176.04 olarak açıkladığı, gıdada, enerjide, akar yakıtta yüzde 400’leri bulan ve açık ara ile dünyanın en yüksek enlasyona milletin -kargaşa ve kaos olmasın diye- demokratik tahammülünü, ağırbaşlılığını istismar etmesi. “Bakın, bizde bunca yüksek enlasyon varken kimseden ses seda çıkmıyor, kimse ciddi tepki göstermiyor” diye vatandaşların sabrıyla âdeta istihzaya yeltenmesi.
Daha da garibi, “halkınız yüzde 10 enlasyona tepki gösterirken, halkımız hiper enlasyona tepkisiz” anlamında Türkiye’de demokratik tepkinin olmadığını bir yabancı ülke bakanına söylemesi.
Aslında bu ikrar, “Cumhurbaşkanı’na haraket”ten 160 bini bulan soruşturmanın, 30 bini aşkın davanın açıldığı, binlerce vatandaşın cezalandırıldığı, basit bir eleştiride bulunan, bir tweeti atanın vatandaşların derdest edildiği “tek kişilik ucûbe sistem”in otokratikleşmesiyle milletin demokrasi dışı baskılarla sindirilip susturulduğunun örtülü itirafı oluyor.
Ve bu haliyle “şecaat arz ederken merd-i kıbtî sirkatini söyler” deyimini hatırlatıyor…