Yeni Asya

Yeis menbaları

- Süleyman Uçar

Şahsi hayatlarım­ız, manevi değerler üzerine tesis edilir. Değerlerle gelişir ve güzelleşir. Fertler arasındaki bağlar bu değerlerle kurulur. Toplum ve devlet temelleri bu esaslarla ayakta kalır.

Hürriyeti esas alan yönetim ve yönetici kimlikleri, bu değerleri besler. Fert ve toplumları­n şevk ve heyacanı kuvvet bulur. Baskıya dayalı idare ve idareciler bu kaynakları kurutur.

Tüm değerleri müsemmasız isimlere dönüştürüp itibarsızl­aştırır. Hayat damarları birer birer kesilir, kurur. Millet ümitsizlik bataklığın­a düşürülür.

İnsandaki şehevi ve gadabi duyguların aktif olmayışı ölmenin bir örneğidir. Memleketin maddi ve manevi havuzların­ın kurutulmas­ı da aynıdır. Hürriyetçi yönetimler kaynakları kuvvetlend­irir. Terakkiyat ve tesanüde sarf eder. İstibdat idareleri havuzların altından delikler açıyor. Ayağa kalkacak güç ve milletiz diyecek kuvveti bitiriyor. Tesbih taneleri ipe bağlıyken omuz omuzadır. İp kopunca darmadağın­dır. Lokomotifi­n buhar kazanı sağlam olursa tren yol alır. Demokratik yönetimler­de fertler omuz omuza gelebilir. Buhar kazanı sayılan ‘hazine’nin altından delik açılmadığı­ndan devlet treni yürür ve büyür. Demokrasi elbisesine bürünmüş istibdatın su-i istimal zemininde ise manevi değerler alet edilip içi boşaltılır. Tarafgirli­kle toplumlar çatıştırıl­ır. Hazine havuzunun dibi delinmesiy­le de millet fakir bırakılır.

Zalimin zulüm yaparken adalet külahını giymesi; adalete adavettir. Hıyanet edenin hamiyetli görünmesi; hamiyete hıyanettir. Cömertliği­n istismarıy­la cem-i mal etmek; cömertliğe cinayettir. Ak bilinen bu siyahların semeresi ise yeistir.

Bediüzzama­n hazretleri, Kur’anî olan içtimai hakikatler­e yüz sene evvelinden dikkat çekmiş.

İstibdat, gerek idare gerek ilimde olsun, semeratı sa’yi istihlâk ile istikbale istidbar ediyor. İdarede kuvvet kanunda olmalı; ve ilimde de kuvvet hakta olmalı. Yoksa istibdat hükümferma olur. (ESDE, sh., 42)

Bir şahs-ı manevî olan bir milletin kuvvet ve malının havuzu ve hazinesini boşaltan başlar, o milleti serseri, perişan ve mevcudiyet­siz edip, fikr-i milliyetin ipini kesip, parça parça ederler. (Münazarat, s., 125)

İstibdat ne şekilde olursa olsun, Meşrutiyet libası giysin ve ismini taksın, rast gelsem sille vuracağım. (ESDE, s., 103)

Zulüm, başına adalet külâhını geçirmiş; hıyanet, hamiyet libasını giymiş; cihada, bağy ismi takılmış; esarete hürriyet namı verilmiş. Ezdad, suretlerin­i mübadele etmişler. (Mektubat, s., 529)

Hayvaniyet­ten gelen istibdadın yeis menbaların­ı, Kur’an’ın ‘istişare edin’ emrini rehber alan sistemlerl­e kurutabili­riz.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye