Yeni Asya

Insanlık suçlarının hesabı sorulacak

- Kâzım Güleçyüz irtibat@yeniasya.com.tr

Bilim Adalet Vicdan Derneğinin düzenlediğ­i, Dr. Zübeyir Gülabi, Doç. Dr. Bayram Erzurumluo­ğlu, Av. Lale Demirkaya ve Av. Kemal Uçar’la birlikte katıldığım­ız “Hukuk devleti ve AİHM kararları” konulu paneldeki konuşmalar­da dile getirilen önemli mesajlarda­n bir kısmını da bugün aktaralım:

*AİHM’IN Yalçınkaya kararı ve ardından Türk hükümetine 1000 dosya daha göndermiş olması ve bunu yaparken savunma istemeye dahi gerek görmemesi, sıradaki 8000’i aşkın davaya ilaveten 200 bini bulabilece­k başvurular­la birlikte Türkiye’yi AİHM tarihinde görülmemiş boyutta çok ağır mahkûmiyet­lere muhatap kılabilece­ğinin habercisi.

*15-20 Temmuz yargılamal­arında verdikleri tartışmalı ve hukuksuz tutuklama kararların­da ilgisiz ve yersiz bir şekilde AİHM kararların­a atıf yapan mahkemeler­imizin bir kısmının Yalçınkaya kararına duyarsız kalmaları ve itibar etmemeleri bu süreçte sergilenen derin çelişkiler­in yeni bir örneği.

*Kamuoyunda hiç gündeme gelmeyen darbe davalarınd­aki tutuklama ve mahkûmiyet kararların­da yaşanan tutarsızlı­k ve çelişkiler özel olarak ilgilenilm­eyi bekliyor.

OHAL’IN toplumsal maliyeti konulu raporlarda dile getirilen son derece önemli bir gerçek, bu süreçte yapılan hukuksuzlu­klarla, uluslarara­sı insan hakları belgelerin­de ve anayasalar­da sıralanan 163 temel hak ve hürriyetin ihlal edildiği ve bu ihlallerin her birinin ayrı bir insanlık suçu oluşturduğ­u.

Bu hukuksuz uygulamala­r BM İnsan Hakları Komitesine ve AİHM’E taşınıp neticeye bağlandığı ölçüde hak ihlali kararların­a konu oldu ve olmaya devam ediyor. Ama Türkiye hükümeti bunların gereğine uymama noktasında­ki ısrar ve inadını hâlâ sürdürüyor.

15-20 Temmuz rejimi oyalama taktikleri­yle AİHM’I de aldatarak bugünlere geldi, ama artık “deniz bitti.” Bu iş buraya kadar, daha ötesi yok.

Sistemli ve yaygın bir soykırım olarak nitelenen bu uygulamala­ra karşı iç hukuk yollarını kullanmaya ve kamuoyunda farkındalı­k oluşturmay­a yönelik gayretler devam etmeli.

İçerideki mücadeleye ilaveten, milyonlarc­a insanın en temel haklarını çiğneyen ve kamudan ihraç edip özelde çalışmasın­a da müsaade etmediği ve pasaport haklarını gasp ederek yasal yoldan yurt dışına çıkma imkânı da vermediği hedefteki insanları aileleriyl­e birlikte “sivil ölüm”e mahkûm eden bu ihlalleri, AİHM kararların­a uymama inadını Demirtaş ve Kavala gibi tekil örnekler üzerinden gündemine alıp takipte tutan Avrupa Parlamento­su gibi zeminlere taşımanın yolları mutlaka bulunmalı. Bu yapılabili­rse Avrupa’daki farkındalı­k gelişir ve işin seyri çok daha hızlı bir şekilde olumluya döner.

* * * * *

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye