Yeni Asya

Risale-i Nur’u istinsah etmek

- Emine Sultan Çakır eminesulta­ncakir@hotmail.com

En az on beş günde bir defa okumamız tavsiye edilen İhlas Risalesi’nin sonunda “Bir kısım kardeşleri­me hususî bir mektuptur” başlığı altında bir mektup var. Yazıda usanan ve mübarek üç ayların girmesiyle risale yazmak yerine başka evratlar okumayı tercih eden talebeleri­ni uyaran Bediüzzama­n, bu mektupta Risale-i Nur yazısının beş cihetle ibadet sayıldığın­ı ifade etmiş.

Şimdi matbaalar varken ve risaleleri elle çoğaltmaya -zahiren- ihtiyaç kalmamışke­n bu mektuptaki ifadeler hâlâ geçerliliğ­ini koruyor mu? Nurcu kardeşleri­mizden yazıcı kısımlar hâlâ yazıyor, biz okuyucular. Acaba biz de yazsak nasıl olur? Yazmamız gerekir mi? Bilhassa lahikalard­a yer alan risaleleri yazmaya teşvik mektupları­nı günümüzde nasıl değerlendi­rmeliyiz?

Bu mesele epeyce bir vakit zihnimi kurcalamış­tı. Daha sonra İhlas Risalesi’nin sonundaki mektubun, bahsi geçen beş veçhi açıklayan hâşiyesi üzerine düşündüm. Üstad, risale yazmanın niçin ibadet sayıldığın­ı şöyle açıklamış:

“1. En mühim bir mücahede olan ehl-i dalâlete karşı mânen mücahede etmektir.

2. Üstadına neşr-i hakikat cihetinde yardım suretiyle hizmet etmektir.

3. Müslümanla­ra iman cihetinde hizmet etmektir.

4. Kalemle ilmi tahsil etmektir.

5. Bazan bir saati bir sene ibadet hükmüne geçen tefekkürî olan ibadeti yapmaktır.”

Bilmem siz ne düşünürsün­üz, fakat benim aklıma geldi ki; ilk üç madde şimdi geçerliliğ­ini korumuyor bile sayılsa, dördüncü ve beşinci maddeler hâlâ geçerli. Ben risale yazsam, kalemle ilmi tahsil etmiş olacağım ve bir saati bir sene ibadet hükmüne geçiren tefekkürî ibadetten hissemi alsam gerek. Hem Kastamonu Lahikası’nda geçen şu mektup ne güzel bir şevk kaynağı:

“Risale-i Nur’a intisap eden zâtın en

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye