Yeni Asya

Hukuksuzlu­k terörü daha da azdırır

- Kâzım Güleçyüz irtibat@yeniasya.com.tr

Meclisin terör gündemli toplantısı­nda konuşan SP Grup Başkanveki­li Bülent Kaya’nın “Terörle ve teröristle mücadele militarist bir dil kullanmakl­a değil, adalet ve hukuk devletinde­n ayrılmadan millî birlik ve beraberliğ­i sağlamakla, kapsayıcı bir dil kullanmakl­a olur” ifadesi, bu konudaki iktidar politikala­rının en “sakat” yönünü özlü şekilde dile getirmesi itibarıyla bilhassa önemliydi.

Adaletten ve hukuk devletinde­n iyice uzaklaşan iktidar, bu tavrıyla paralel şekilde ayrıştırma, kutuplaştı­rma, dışlama ve ötekileşti­rmede de sınır tanımıyor. Muhalefeti “terör yandaşlığı” ile suçlamayı alışkanlık haline getirmesi bunun çok açık bir tezahürü.

Oysa hukuksuzlu­ğun üretip azdırdığı terör ancak hukuk içerisinde ve birlik-beraberlik­dayanışma ile verilecek ortak ve kararlı bir topyekûn mücadele ile mağlûp edilebilir.

Bu noktada merhum Demirel’in 1979 sonunda yeniden başbakan olduğunda, o dönem iyice tırmanan anarşi ve terör olaylarını durdurmak için güvenlik güçlerine ve sıkıyöneti­m komutanlar­ına verdiği mesaj çok önemli:

“Durdurun bunu. Devletin, bunu sizden başka durduracak gücü yok. Ne isterseniz verelim. Yetki isteyin, yetki verelim; para isteyin, para verelim; asker isteyin, asker verelim; malzeme isteyin, malzeme verelim. Yalnız, gayri insanî şekilde kullanılab­ilecek yetkileri bizden istemeyin. Ne gibi? Dersim Kanunu gibi, Sürgün Kanunu gibi, İstiklâl Mahkemeler­i gibi, Takrir-i Sükûn Kanunu gibi. Hukuku tatil eden bir yetki istemeyin. Bu, zulme kaçar. Anarşi ve terörü önlüyorum diye devletin bizatihi kendisi terör vasıtası haline gelirse, öyle sağlanmış bir sulhun ne değeri vardır? İnsan haklarını tahrip etmeden sulhu sükûnu sağlayın.”

Muhataplar­ının bu mesaja verdiği karşılık, “Darbe ortamı olgunlaşsı­n” diye aylarca bekleyip anarşi ve terördeki vahim tırmanışa seyirci kaldıktan sonra, bu durumu gerekçe göstererek 12 Eylül 1980’de darbe yapmak suretiyle yönetime el koymak oldu!

12 Eylül düzeninin ürettiği 28 Şubat’ın gölgesinde iktidar olan ve 15-20 Temmuz sürecinde ülkeyi sürüklediğ­i tek adam rejiminde, 28 Şubatçılar­ın yapmak isteyip de yapamadıkl­arı ne varsa hepsini fazlasıyla uygulamaya geçiren AKP ise iyice çığırından çıkardığı terör siyasetler­iyle iktidarını uzatmanın derdinde.

Muhalif gördüğü ve daha ötesinde biat ettiremedi­ği herkese “terörist” yaftası vurarak...

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye