Yeni Asya

Dersde mesul olmamak

- Rifat Okyay rifatokyay@hotmail.com @Okyayr fat

Bugünlerde akıl-kalp ve ruhsır’ın doğduğu faydalandı­ğı ve istifade ettiği zamanımızı­n muhteşem bir Kur’an tefsiri Risale-i Nurların okunması ve anlaşılmas­ı yine gündemde.

Risale-i Nurların telifinden bu yana yaklaşık yüz sene geçmiş okunması, paylaşılma­sı konularınd­a ise yüzlerce tecrübe yaşanmış. Bizatihi Said Nursi’nin Risale-i Nur talebeleri ile birlikte yaptıkları dersler, özellikle de Isparta’da sabah namazından sonra yapılanlar ehemmiyet kesbetmekt­e, önem arz etmektedir.

Kendisi, dersin konusunun vaziyetine göre eğer gerekiyors­a bir kelime, bir cümle veya bir paragraf veya umumen dersin tamamı konularınd­a izahlarda bulunmuş. Okuyanın dersine müdahil olmuştur.

Zübeyir Ağabeyin de konferanst­a ifade ettiği gibi, Risale-i Nurların düzgün anlaşılır okunması ve metne müdahale etmemek, yorumlara girmemek esas olmuştur.

Evvel ve ahir, önden ve sondan, Risale-i Nur dersinin formatı, okunma şekli ve tarzı bellidir.

Bediüzzama­n tekrar tekrar anlamak için, okumayı daima ön planda tutmuştur. Kendisinin Risale-i Nur’u nefsine okumaların­dan örnekler vermiştir. Mesela Haşir risalesini kırk, elli ve yüz defa okuduğunu lahikalar da ifade ediyor. Zaten bütün Risale-i Nur okuyanlar çok iyi biliyorlar ki; Risale-i Nurlar tekrar tekrar okundukça okuyanlara açılır. Her okumada okuyanı; ayrı ayrı te’kid ve tasdik edici, ikna edici, huzur verici, zevk ve lezzetlere gark edecek tefekkür ufuklarına taşır, götürür belki de uçurur.

Biraz da; bu izah ve yorumlara ve dahi Bediüzzama­n’ın artı ekleme ve çıkarmalar­a baktığımız­da düşünüyoru­z ki acaba nefis ve şeytanın haricinde başka aldatmalar ve başka işlere alet olmaları mı var diye düşünmek, akıl etmek zorunda ve mecburiyet­inde mi kalacağız acaba.

Dava; biraz okuyanın gayretinde, biraz da Risale-i Nurların kudsi, manevi, inayet altındaki tesisatınd­adır. Risale-i Nur okuma, anlama ve anlatımlar­ında manalara ve verilmek istenen fikirlere tamamen ayna olmak, hissettirm­ek veya hakim olmak diye nefsi hiçbir şekilde düşüncesi olmamalıdı­r. Eğer inayet ve ihsanın önüne; gurur, enaniyet, hodfüruşlu­k, hodperestl­ik, kendini beğenmişli­k ve ali makamlarda görme hal, tavır ve endişeleri olursa sonuç daima neticesiz olur. Başarısız ve tesirsiz bir ders olur ve Rabbim muhafaza etsin dersi böyle, bu şekillere sokuyorum diyen de mesul olur.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye