“Menfaat üzerine dönen canavar siyaset” kişilikleri bozar!
Kişilik bozukluğu (sosyopatlık), rûh/duygulardaki dengesizlik ve düzensizliği ifâde eder. Bâzen öfke, kızgınlık, bâzen endişe, korku şeklinde görünür.
Kişilik bozukluğu ile alâkalı davranış düzensizlikleri, duygu uyumsuzlukları, çocukluk yılarından beri süregelir. Çocuklukta normal olan dengesiz hareketler; gençlik ve olgunluk yaşlarında anormaldir. Sürekli çatışma ve gerginlik içindedir. Çevre ve toplumla uyum sağlayamaz. Kanun, düzen ve çevreye uymadığı gibi, çevreyi kendisine uydurmak ister. Toplumun değerlerini reddeder; düzenine bilerek aykırı hareket eder; düzeltmeye veya yıkmaya çalışır. (Sosyopatların, resmi makam ve mevkilerde bulunmaları sosyopatlıklarını önlemez.) Serseri, alkol ve uyuşturucu bağımlısıdır, vs. Bunlar, rûhî hastalıklara daha yatkın; şizofreni, duygu, his bozuklukları ve bağımlılık ihtimali yüksektir. Genel olarak, davranışlarının başkaları üzerindeki tesirinden veya tesirli davranamamaktan da şikâyet ederler.
Çocuk yaşta tahkiki iman, sağlam bir eğitim ve terbiye şarttır. Aksi halde aile, toplum ve değerlerine yabancılaşırlar. Ne yazık ki, eğitim sistemimiz; kitle iletişim vasıtaları ve bilhassa siyaset, davranış bozukluklarına, ruh ve duygu sapmalarına itiyor.“siyaset için sevmek, siyaset için buğz etmek.” düstur-u şeytanî hükmedip, melek gibi bir hakikat kardeşine adâvet ve elhannâs gibi bir siyaset arkadaşına muhabbet ve taraftarlıkla zulmüne rıza gösterip cinayetine manen şerik”1 eder. “Bu zamandaki (yalancı, gaddar, menfaat üzerine dönen canavar ve cazibedar)siyaset kalbleri ifsat edip asabî ruhları azap içinde bırakır.”2
Bu siyaset, kimilerini şehvet, makam-mevki bağımlısı yapar! Kendisi, manevi değerleriyle çelişkiye düşürür, zulüm, faiz, enlasyon ve sair gayr-i meşru fiillerle kişiliğini bozar. “Evet, şimdi küre-i arzda herkes ya kalben, ya ruhen, ya aklen, ya bedenen gelen musibetten hissedardır, azap çekiyor, perişandır… Lüzumsuz ve mâlâyâni bir surette vazife-i hakikiyelerini ve elzem işlerini bırakıp âfâkî ve siyasî boğuşmalara ve kâinatın hadisatına merakla dinleyerek, karışarak ruhlarını sersem ve akıllarını geveze etmişler.”3 Tedavi, “dünyadaki hayatın dahi saadet ve lezzetini isteyenler, hadsiz tecrübeleriyle, Risale-i Nur’un imanî ve Kur’ani derslerinde…”4
D pnotlar:
1-Kastamonu Lâhikası, Enst./inter., s. 89.; 2-Sikke-i Tesdik-i Gaybî, Enst./intr., s. 185.; 3-Kastamonu Lâhikası, s. 90.; 4-Kastamonu Lâhikası, s. 90.