Şeriat kanunları Allah’ın kanunlarıdır
Sözüm ona İlahiyatçı bir Kemalist, “Şeriat kanunları Allah’ın kanunları değildir; kısasa dayanan Hamurabi kanunlarıdır!..” gibi birçok zırva saçmaladı bir videoda.
Bilmediği, yahut bile bile saptırdığı şey şu: “Dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım, sizin için din olarak İslâmiyet’i beğendim.”1 hakikatince İslamiyet, Şeriat, Hz. Adem (as) ile yola çıkmış, Hz. Muhammed (asm) ile kemale erdirilmiştir. Şeriat Hamurabi’den değil, o bazı kanunları Şeriattan almıştır. Ki, “Hamurabi kanunlarını İlahi bir kaynağa dayandırmaktaydı. Kuvvetlilerin zayıları ezmesine engel olmak, ülkeyi kalkındırmak, insanlara faydalı olmak, zayıların kuvvetlilere karşı korunmasını, fertlerin haklarının korunmasını, topluluk içinde hak ve adaletin sağlanmasını, halkın refah ve mutluluğunu gaye edinmişti.”2
”Karıncayı emirsiz, arıyı yâsupsuz (arıbeysiz) bırakmayan kudreti ezeliye, elbette beşeri nebîsiz (peygambersiz) bırakmaz.”3 Hz. Âdem (as), çiftçilerin, Hz. Nuh marangoz ve gemicilerin, Hz. Mûsâ santrafüjcülerin, Hz. İbrahim dülgerlerin, Hz. İdris terzilerin, Hz. Yûsuf saatçilerin, Hz. Dâvud demirci ve zırhçıların, Hz. İsa (as) tıpçıların piridir. Ahlâkın da, hukukun da, ilmin de, müziğin de, mimarinin de, teknolojik gelişmelerin de, sanatın da kaynağı dindir. Bunlar peygamberler ve mucizeler eliyle insanlığa hediye edilmişlerdir.
“Âlem-i insaniyette, zaman-ı âdemden şimdiye kadar iki cereyân-ı azîm, iki silsile-i efkâr, her tarafta ve her tabaka-i insaniyede dal budak salmış: İki şecere-i azîme hükmünde, biri silsile-i nübüvvet ve diyânet, diğeri silsile-i felsefe ve hikmet; gelmiş, gidiyor. Her ne vakit o iki silsile imtizâc ve ittihad etmiş ise, yani silsile-i felsefe silsile-i diyânete dehâlet edip itaat ederek hizmet etmişse, âlem-i insaniyet parlak bir sûrette, bir saadet, bir hayat-ı içtimâiye geçirmiştir. Ne vakit ayrı gitmişler ise, bütün hayır ve nur, silsile-i nübüvvet ve diyânet etrafına toplanmış ve şerler ve dalâletler felsefe silsilesinin etrafına cem’ olmuştur.”4
Hakikat bu iken, hilafına söylenenlerin hiçbir kıymeti yoktur.
D pnotlar:
1-Mâide Suresi, 3.; 2-Sosyal Araştırmalar ve Davranış Bilimleri Dergisi, Tahsin Saygılı, https://www.sadab.org/fileupload/; 3-Mektûbât, Enst./inter., s. 454.; 3-Sözler, s. 497.