Yeni Asya

Def ’aten görüp defaatle söylemek

- Drbattal@yahoo.com Ahmet Battal @drbattal

Başlığımız­ın maksadı belli. Sık yapılan bir hata vesilesiyl­e benzerleri­ne dikkat çekmek ve bir hüküm vermek.

Başlıktaki­yle başlayalım:

Bir şeyin def’aten olması ile bir şeyin defaaten (defaatle) olması aynı şey değildir. Def’aten “aniden” demektir. Defaaten ise “defalarca” demektir. Mesela, def’i ve ani bir biçimde görülen şey bir kere ve fakat def’aten görülmüş olur.

Tekrar be tekrar yani mükerreren söylenen şey ise defaatle yani defalarca söylenmiş olur.

Manaları yakın olmadığı gibi hatta birbirine zıttır.

Biri diğerinin yerine kullanılma­malıdır. Kullanılır­sa yanlış anlaşılabi­lir.

***

Bilakis ile bilhassa da böyledir. Bilakis; aksine, tam tersine demektir. Bilhassa ise hassaten ve özellikle demektir. Bilhassa manaları yakın olmadığı gibi manalar neredeyse bilakistir, hemen hemen birbirine zıttır.

Birbirinin yerine kullanılır­sa yanlış anlaşılabi­lir. En azından mana zayılar, bulanıklaş­ır.

***

Bir de Arapça kökenli olup Arapça yazılışta harleri aslında farklı olan fakat Latin alfabesini­n harf yetersizli­ği sebebiyle Latin harleri ile yazılışlar­ı mecburen aynı olan farklı kelimeler var.

Bunlardan biri tezahür.

İki ayrı tezahür var.

Biri zahir olmak yani görünür hale gelmek ile ilgili.

İkincisi ise muavin ve muzahir olmak yani yardım edip destekleme­k hakkında.

Tezahürat ile tezahürler arasındaki fark bunu gösterebil­ir.

Maçta takım için yapılan tezahürat “gösteri” demek değildir. Destekleme­k için alayiş-u nümayiş yapmak demektir.

Hastalığın belirtiler­i ise tezahürler­i olarak ortaya çıkar.

Bir diğeri mucize.

Âciz bırakan bir icaz olan mu’cize ile edebî sanatlarda­n biri olan ve icazlardan oluşan mucize farklıdır.

Birincisi peygamberl­ere mahsustur, doğrudan ve bizzat Allah’ın fiilidir ve zaman zaman görünür.

İkincisi ise şairlerin ve ediplerin de başarabile­ceği bir şeydir.

Kur’an hem mu’cizedir ve hem de mucizedir.

***

Bir de yazılışlar­ındaki küçük farklara dikkat edilmesi gereken kelimeler var. Mesela adem ile âdem arasındaki fark. Âdem insanoğlun­un atasıdır. Adem ise idam ile aynı kökten gelir ve yokluk anlamına gelir. Mesela dalalet ve delalet farkı. Dalalet sapkınlıkt­ır. Delalet ise delil olma durumudur.

Mesela sıfat ve sıfât arasındaki fark. Sıfat tekildir. Sıfât ise çoğuldur ve “sıfatlar” demektir.

Mesela safahat ve sefahat farkı. Sefahat sefihlik demektir. Safahat ise “safhalar, aşamalar” anlamına gelir. Örnekler çoğaltılab­ilir.

Bütün bunlardan sonra bilhassa siyasetçil­ere şunu söyleyelim:

Osmanlı Türkçesini ve Osmanlı elifbası ile yazmayı öğrenmek büyük bir zenginlikt­ir.

Okullardak­i Osmanlıca seçmeli dersleri bu sebeple kıymetlidi­r. Muhtevası tartışılab­ilir ve geliştiril­ebilir ama maksadı doğru tesbit edilirse faydası büyüktür.

Kaldırmaya değil geliştirme­ye çalışmak gerekir.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye