İç düşmanı tanımayan, dış düşmanla mücadele edebilir mi?
Şu kesin kural herkesçe bilinir: Düşmanını tanımayan tedbirler almaz, alamaz! Keza, iç düşmanını tanımayan da dış düşmanlarla mücadele edemez! Spor rekabetlerinde de böyledir. Güreşçi, boksör, futbolcu rakibini tanımazsa gafil avlanır!
Nedir en büyük iç düşman? “Şüphesiz nefis daima kötülüğe sevk eder-ancak Rabbim rahmet ederse o başka.”1 demesiyle, nefs-i emmâreye itimad edilmez. Enâniyet ve nefsi emmâre sizi aldatmasın.”2
Eğer nefsimizi tanır, terbiye eder, olumlu duygu ve hasletlerimizi yüceltirsek hem yüce Yaratıcıya muhatap olur, hem de O’nun istediği şekilde bir kul oluruz. Nefsini tanımayan onu ıslah edemez. Nefsini ıslah edemeyen, ona hükmedemez. Nefsine hükmedemeyene, nefsi hükmeder. Dolayısıyla nefsi insana köle olmaz, bilakis o, onun esiri olur. Nefsine köle olan asla başarıya ulaşamaz.
İnsan, kainatın maddî-manevî tüm unsurlarını temsil eden, özetleyen küçük bir minyatürüdür. Cansız bir varlık gibi yaşamaktan, bitkisel hayattan, hayvanlıktan kurtulup insan olabilmesi için ruhunu tekamül ettirmesi gerekir. Ruhumuz; tefekkür, ilim, marifet, ibadet, zikir, dua ve riyazetle tekamül eder. Tekamül ettiği ölçüde yüce Yaradan’ın istediği gerçek bir insan olur, hem dünyada, hem de sonsuz hayatta mutluluğu tatmaya layık olur.
Bir diğer iç düşmanımız, Kur’an’da mealen, “Ey iman edenler! Şeytan sizin apaçık düşmanınızdır.”3 diye bildirilir. Vesvâs olan şeytan, tâbir-i diğerle İblis, insanın kalbine ve aklına lüzumsuz ve alçakça düşünceleri atan; hiç belli etmeden fısıldayan, gizliden gizliye aldatma ve ayartma için fiskos edip duran; sinerek, gerisin geriye çekilerek sonra fenalığa sürükleyen; değişik stratejilerle Hak’tan yüz çevirten; sineleri işkillendiren, demektir. Kur’ân, onun, “Mesajını süsleyerek”4 olumsuz/negatif duyguları vesvese verdiğini haber verir. Şeytan hannâsdır; Allah anıldığı zaman geri çekilen, sinen, o esnada kaybolan, sıvışıp gidendir. Şeytan, Euzu-besmele, zikir, şükür, tefekkür ile uzaklaştırılır.
Eğer iç âlemimizi, iç düşmanlarımız olan keşfeder, olumsuz duygularımızı veriliş istikametinde yönlendirirsek ruh ve bedenimize yerleştirilen enerji boyutlarıyla birleştirip odaklaştırma maharetini kazanırsak, sonsuz Kudret Sahibi’nin tabiata koyduğu tekvinî kanunlar ile uyumlu bir ilişki içerisinde olursak gücümüzü fevkalâde yükseltip, yönlendirir, olağanüstü işler başarabiliriz.”5
D pnotlar:
1-Yusuf Sûresi, 53.; 2-Lem’alar, Enst./inter., s. 166.; 3-Bakara Suresi, 208.; 4-Hicr Serise, 39.; 5-bknz., Sözler, s. 281.