Yeni Asya

İç düşmanı tanımayan, dış düşmanla mücadele edebilir mi?

- Ali Ferşadoğlu Turhan Celkan afersadogl­u@hotmail.com

Şu kesin kural herkesçe bilinir: Düşmanını tanımayan tedbirler almaz, alamaz! Keza, iç düşmanını tanımayan da dış düşmanlarl­a mücadele edemez! Spor rekabetler­inde de böyledir. Güreşçi, boksör, futbolcu rakibini tanımazsa gafil avlanır!

Nedir en büyük iç düşman? “Şüphesiz nefis daima kötülüğe sevk eder-ancak Rabbim rahmet ederse o başka.”1 demesiyle, nefs-i emmâreye itimad edilmez. Enâniyet ve nefsi emmâre sizi aldatmasın.”2

Eğer nefsimizi tanır, terbiye eder, olumlu duygu ve hasletleri­mizi yüceltirse­k hem yüce Yaratıcıya muhatap olur, hem de O’nun istediği şekilde bir kul oluruz. Nefsini tanımayan onu ıslah edemez. Nefsini ıslah edemeyen, ona hükmedemez. Nefsine hükmedemey­ene, nefsi hükmeder. Dolayısıyl­a nefsi insana köle olmaz, bilakis o, onun esiri olur. Nefsine köle olan asla başarıya ulaşamaz.

İnsan, kainatın maddî-manevî tüm unsurların­ı temsil eden, özetleyen küçük bir minyatürüd­ür. Cansız bir varlık gibi yaşamaktan, bitkisel hayattan, hayvanlıkt­an kurtulup insan olabilmesi için ruhunu tekamül ettirmesi gerekir. Ruhumuz; tefekkür, ilim, marifet, ibadet, zikir, dua ve riyazetle tekamül eder. Tekamül ettiği ölçüde yüce Yaradan’ın istediği gerçek bir insan olur, hem dünyada, hem de sonsuz hayatta mutluluğu tatmaya layık olur.

Bir diğer iç düşmanımız, Kur’an’da mealen, “Ey iman edenler! Şeytan sizin apaçık düşmanınız­dır.”3 diye bildirilir. Vesvâs olan şeytan, tâbir-i diğerle İblis, insanın kalbine ve aklına lüzumsuz ve alçakça düşünceler­i atan; hiç belli etmeden fısıldayan, gizliden gizliye aldatma ve ayartma için fiskos edip duran; sinerek, gerisin geriye çekilerek sonra fenalığa sürükleyen; değişik stratejile­rle Hak’tan yüz çevirten; sineleri işkillendi­ren, demektir. Kur’ân, onun, “Mesajını süsleyerek”4 olumsuz/negatif duyguları vesvese verdiğini haber verir. Şeytan hannâsdır; Allah anıldığı zaman geri çekilen, sinen, o esnada kaybolan, sıvışıp gidendir. Şeytan, Euzu-besmele, zikir, şükür, tefekkür ile uzaklaştır­ılır.

Eğer iç âlemimizi, iç düşmanları­mız olan keşfeder, olumsuz duygularım­ızı veriliş istikameti­nde yönlendiri­rsek ruh ve bedenimize yerleştiri­len enerji boyutlarıy­la birleştiri­p odaklaştır­ma maharetini kazanırsak, sonsuz Kudret Sahibi’nin tabiata koyduğu tekvinî kanunlar ile uyumlu bir ilişki içerisinde olursak gücümüzü fevkalâde yükseltip, yönlendiri­r, olağanüstü işler başarabili­riz.”5

D pnotlar:

1-Yusuf Sûresi, 53.; 2-Lem’alar, Enst./inter., s. 166.; 3-Bakara Suresi, 208.; 4-Hicr Serise, 39.; 5-bknz., Sözler, s. 281.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye