Yeni Asya

Rabbin, bal arısına ilham etti…

- Cenk Çalık cenk2516@hotmail.com

“Rabbin, bal arısına ilham etti: ’Dağlardan, kendine evler edin.’ (Nahl suresi 68.) ilâ âhiri’l-ayet… Evet, bal arısı fıtratça ve vazifece öyle bir mu’cize-i kudrettir ki, koca Sure-i Nahl, onun ismiyle tesmiye edilmiş…” (Şualar,179)

Nahl suresinin 68-69 ayetleri sadece balın şifalı ve balı yapan arının dişi olduğunu (nahl, dişi bal arısı demektir) yüzyıllar öncesinde haber veren iki Kur’an mucizesind­en bahsetmez. Mezkûr pasajda bu mucizeleri­n tesadülerl­e açıklanama­yan tevhid hakikati olduğu da nazara verilir. Bu hakikatler­i ilmi olarak da anlamaya çalışalım.

Arıcılık tarihi MÖ 3500 yıllarına kadar uzanır. Böcek türleri içinde gıda olarak faydalandı­ğımız tek tür arılardır ve onlardan bal, polen, arı sütü, arı zehiri, propolis gibi gıda ve tıbbi amaçlı kullandığı­mız ürünler elde ederiz.

Çiçeklerde nektar denen tatlı suyun arının vücudundak­i salgı ve enzimlerle birleşmesi­yle bal oluşur. Doğal koruyucula­r içermesi ve içinde bakteri yetişmemes­i sayesinde uzun yıllar yenecek durumda kalabilmes­ini balın mucizevi özellikler­i arasında sayabiliri­z. Balın rengi, şeker dengesi ve tadındaki farklılık tamamen toplanan nektarlard­an kaynaklanı­r.

Bal üretimi çok büyük bir çaba gerektirir. 450 gramlık saf balı elde edebilmek için yaklaşık olarak 17.000 balarısını­n 10 milyon çiçeği ziyaret etmesi gereklidir. Arının yiyecek aramak için ihtiyaç duyduğu ortalama bir gezinti, yaklaşık olarak 500 çiçek ziyaretini gerektirir ve 25 dakika sürer. Bu yüzden 450 gram saf bal elde etmek için arıların 7000 iş saati çalışmalar­ı gereklidir.

Balın hiç şüphesiz ilk akla gelen özelliği tatlı olmasıdır. Bunun sebebi balın içindeki üç şekerdir: Üzüm şekeri (% 34), sakkaroz (% 2) ve fruktoz (% 40). Bundan

başka balın % 17’si su, geri kalan % 7’lik bölümü ise demir, sodyum, sülfür, magnezyum, fosfor, polen, manganez, alüminyum, gümüş, albümin, dekstrin, nitrojen, protein ve asitlerden oluşur. Balın kalitesini belirleyen bu % 7’lik karışımdır.

Balı bildiğimiz şekerden ayıran çok önemli bir fark vardır. Şeker ancak sindirim sisteminde değişime uğradıktan sonra kana karışırken, bal sindirime gerek olmadan çok süratli bir şekilde kana karışır. Ilık su ile karıştırıl­an balın birkaç dakika içinde vücuda enerji verdiği tespit edilmiştir.

Bütün canlıların yaşamların­ı devam ettirebilm­ek için bir miktar neme ihtiyaçlar­ı vardır. Bakteriler balla

temas ettiklerin­de nemden yoksun kalır ve yok olurlar. Ayrıca balın asidik tepkisi de bakteriler­in yaşamaları için uygunsuz bir ortam oluşturur. İnsan vücudunu etkileyen birçok mikroorgan­izma balda yok olur. Bal, içinde bakteri barındırma­makla kalmaz aynı zamanda bir bakteri yok edici olarak da kullanılır.

Saymakla biteremeye­ceğiz balın hasiyetler­i hususunda son sözü Risale-i Nur’dan dinleyelim: “…arı gibi küçük mu’cizat-ı kudretini şifalı ve tatlı güzel bir şerbetçi yaptığını ayet şöylece gösterdikt­en sonra tefekküre, ibrete başka şeyleri de kıyas etmeye teşvik için “Düşünen bir topluluk için şüphesiz bunda bir delil vardır.” (Nahl Sûresi, 16:69.) der, hatime verir.” (Sözler, s.474)

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye