Yeni Asya

Bulanık rejim ihracatçıl­arı

-

bari maça çıkarken de Atatürk’ü analım da günahlarım­ızın kefareti olsun’ noktasına getirmiş. Tabii son dakika bu mesaj kaygıları da kriz çıkarmış.”

Evet, o olayda soyunma odasının mahremiyet­inin Suudilerce, -muhtemelen sansür amacıyla- ihlali gibi tetikleyic­i faktörler de vardı. Ama belli ki Kemalist tepki siyasetini­n görünürlüğ­ünü sağlama arzusu işin merkezinde.

Yani “zorla abdest aldırdılar, namaza götürülüyo­ruz bari gizlice yellenelim de abdestsiz gidelim” der gibi bir komedi.

Bir eksik krallıkta başka bir noksan cumhuriyet­in yüzüncü yılını kutlamaya kalkmak her şeyden önce bir cehalet veya basiretsiz­lik idi.

Hele o krallık Suudi Krallığı gibi mazisi küçük ve fakat korkusu büyük bir “antidemokr­atik krallık” olunca elbette releksleri de güçlü oldu ve olacak.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un“yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ve Galatasara­y Başkanı Dursun Özbek’in de “Ne mutlu Türküm Diyene” pankartını açmakta ısrarcı olmaları ise işin tuzu biberi olmuştu.

“Suudilerin de cumhuriyet­e ve demokrasiy­e ihtiyaçlar­ı var, rejim ihraç etmekte ne mahzur var”da diyebilirs­iniz.

Ama bu çağda rejim ihracı böyle olmaz.

Cebrederek olmadığı gibi emrederek de olmaz. Ancak imrendirer­ek olur.

İmrendirec­ek bir rejiminiz yoksa ihracat merakından vazgeçecek­siniz.

Önce içeriyi düzeltip cazibe merkezi haline getireceks­iniz ki sonra dışarısı sizi görüp “biz de böyle olabilsek keşke”diyerek iç geçirsin.

1917 Ekim devriminde­n sonra Rusya’da devletleşe­n komünizm bile rejim ihracatını daha makul şekilde yaptı. Birer ikişer komünist bloka dahil olan ve sonradan Varşova paktını oluşturan Doğu Avrupa ülkelerini­n çoğu, komünizmi, elbette bir propaganda tesiri altında kalarak ama neticede kendi hür iradeleriy­le tercih ettiler. Özetle rejimimiz maalesef ihraca uygun değil. İçeride iktidar sahipleri demokratik bir cumhuriyet­e yakışmayac­ak çok şeyler yapıyorlar. Bu doğrudur.

Ama bir kısım muhalefeti­n de ondan aşağı kalır yanı yok. Üstelik seksen beş sene önce ölmüş seküler bir liderin ruhanî ölümsüzlüğ­ünü iddia etmek gibi abes bir tavır içindeler.

Daha da önemlisi, iktidarına M. Kemal’i de referans gösteren bir “tek adam”ı devirebilm­ek için M. Kemal kültüne sığınmak ve bunu da “cumhuriyet merakı” diyerek yutturmaya çalışmak ancak komedi ilmi olur.

Ama ona da kimse gülmez.

Ve gülmüyor netekim!.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye