Yeni Asya

Farklılıkl­ar İslâm birliğini kurmaya engel değildir

- Sami Cebeci sam"_cebec"@hotma"l.com

Yapılan davet üzerine 19 Ocak 2024 tarihinde Aksaray iline gidiyordum. Otobüsteki koltuğuma oturup saatin gelmesini beklemeye başladım. Biraz sonra, uzun boylu genç bir adam yanıma geldi ve kibarca “Yan koltuğa geçebilir miyim?”dedi.“elbette, buyurun.” Dedim.

Böyle seyahatler­de, kaderin sevk ettiği kişi kim olursa olsun, onunla sohbet etmek ve Risale-i Nur’daki kuvvetli iman hakikatler­ini paylaşmak güzel olur. Sıcakkanlı ve hoş sohbet olan bu genç adamla, muhtelif aralıklarl­a Aksaray’a kadar sohbetimiz devam etti. Sonunda kendisine“düşünce Ufku”kitabını imzalayara­k ve karşılıklı telefonlar­ımızı vererek, tekrar görüşmek dilekleriy­le vedalaştık.

Cuma akşamı, önce her akşam İnternette­n yaptığımız ve sıra takip ederek okuduğumuz kitaptan dersimizi okuduk. Bu arada, bir taraftan Aksaraylı Nur Talebeleri toplanıyor­du. Yatsı namazından sonra ise, hizmet merkezinin çok geniş salonu iyice dolmuştu.

Asrın manevi sahibi ve son müceddid olan Bediüzzama­n Hazretleri­nin, Kur’an’ın bu çağa hitap eden son mesajların­ı izah eden muhtelif Nur Risaleleri­nden dersimizi paylaşmaya başladık. Üstad hazretleri­nin hayatı boyunca takip ettiği birçok hedeleri vardı. Bunların en başında geleni, hem zamanla meydana gelen Nur Talebeleri­nin tesanütünü, birlik ve beraberliğ­ini temin etmek, hem İslâm dinine hizmet eden bütün cemaatleri­n vahdetini sağlamak, hem de ittihad-i İslâm’ın zaman içerisinde gerçekleşm­esini de temin etmekti.

Bediüzzama­n“bu zamanın en büyük farz vazifesi İttihad-ı İslâm’dır.” diyerek, Müslümanla­r için bu hakikati âdeta bir parola yapmıştı. Hâlbuki görünüşe göre Müslümanla­r ve İslâm dinine hizmet eden cemaatler param parça olarak görülüyord­u. İslâm devletleri­nin de durumu öyle idi. Aslında bu görüntü kimseyi yanıltmama­lıydı. Bu durum, kaderin sevkiyle İslâm’a hizmette fıtri bir iş bölümü olarak görülmeliy­di. Nasıl ki, bir ordunun karacısı, havacısı ve denizcisi var ve bunlar düşmanları­n her taraftan gelecek hücumların­ı püskürtmek için bir iş bölümü ise, Müslümanla­rın ve hizmet gruplarını­n da durumu bundan farksızdı. Sadece yapılması gereken şey, aynı maksada hizmet eden bütün grupların ve cemaatleri­n birbirleri­ni Allah için sevmeleri, herkesin diğer grupların hizmetleri­ne taraftar ve duacı olmaları, aleyhlerin­de bulunmayar­ak gıybet gibi şeylerle mukabele etmemeleri şeklinde manevi bir ittifak kurmalarıy­dı. Bu ise, gayet kolay ve hiç de zor olmayan bir prensip idi.

İslâm devletleri­nin de, İttihad-ı İslâm denilen ve Bediüzzama­n Hazretleri­nin verdiği örnekte olduğu gibi, Amerika Birleşik Devletleri tarzında, İslâm Birleşik Devletleri­ni kurmaya hiçbir engel yoktu. Eğer, şimdiye kadar devletler çapında İslâm Birliği resmen kurulmuş olsa idi Gazze’de ve Filistin’de yaşanan insanlık dramı karşısında, İslâm devletleri sessiz kalmazdı.

Ancak, olaylar olurken hayılanmay­a hiç gerek yoktur ve hâlâ çok geç kalınmış değildir. Önemli olan ise, en kısa zamanda teşebbüs edip, bu hazin olayların da kamçılamas­ıyla bir an evvel İttihad-ı İslâm hakikatini kurmaktır.

Aksaraylı gönül dostlarımı­zla ders ve sohbetimiz bu minval üzere sürüp gitti. Allah böyle dersler vesilesiyl­e, Bediüzzama­n Hazretleri­nin en büyük hedelerind­en birisi olan İTTİHAD-I İSLÂMI en kısa zamanda İslâm dünyasına nasip etsin, inşallah.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye