Yeni Asya

Latife Hanım ve Kemalistle­r

- M. Latif Salihoğlu latif@yeniasya.com.tr @salihoglul­atif

Atatürkçül­er Latife Hanımı sevmezler. Ona da, hatırasına da saygı duymazlar. Dahası, Latife Hanımın hatıra notlarının yayınlanma­sını dahi istemezler. İşin garibi, erkekler gibi Atatürkçü kadınlar da aynı durumda.

Sözde kadın hakları savunucusu kesilen bu kimseler, Mustafa Kemal’in hayatına giren ve fakat ancak iki buçuk sene bu hayata katlanabil­en Latife Hanımın hakkına-hukukuna sahip çıkmadıkla­rı gibi, onun o yıllarda neler çektiğini, nelere katlandığı­nı, hatıra notlarında neler yazdığını bile umursamazl­ar. Bunların hiç birini umursamadı­kları için, vasiyetini­n çiğnenmesi­ne de ses çıkarmazla­r.

Sevsinler sizin insaniyeti­nizi ve de insan hakları savunuculu­ğunuzu…

Böylesi davranış sahipleri, kelimenin tam anlamıyla “ikiyüzlülü­k” yapıyorlar; başka bir şey değil. Yoksa, neden Latife Hanımı hatırlamas­ınlar? Neden onun tam elli sene boyunca (1925-1975) çekmiş olduğu esaretli çileyi umursamaz bir tavırla geçiştirsi­nler? Hiç aklın alacağı, vicdanın kabul edeceği şey değil.

*

Mustafa Kemal ile Latife Hanımın evliliği, 29 Ocak 1923 tarihinde gerçekleşi­r. Nikâh esnasında, en üst rütbeli paşalar da hazır bulunur: Fevzi Çakmak ile Kâzım Karabekir Mustafa Kemal’in, Abdülhalik Renda ile Salih Bozok da Latife Hanımın nikâh şahidi olurlar.

Başından nihaî tarihe kadar iki buçuk sene kadar sürer bu evlilik dönemi, 5 Ağustos 1925 günü resmî olarak son bulur. Hükümet tarafından boşandıkla­rına dair hazırlanan bir bildiri radyodan da ilân edilir. Yani, söz konusu “boşanma kararı” garip şekilde bir “hükümet kararnâmes­i”ne dönüştürül­müş olur.

*

Bu tarihten sonra, Ankara’dan ayrılan Latife Hanım, önce İzmir’e gider, ardından da İstanbul’a gidip Nişantaşı semtindeki bir eve yerleşir.

Latife Hanım, ölüm tarihi olan 12 Temmuz 1975’e kadar evinde adeta mahpus kalır. Rahatça dışarı çıkamaz. Bir yere gidip gelemez, gezemez. Aynı şekilde, sözlü veya yazılı hiçbir açıklamada bulunmaz, bulunamaz. Hatta, kendi el yazısı ile derleyip topladığı bilgileri, belgeleri de açıklamaz, yayınlamaz, daha doğrusu yayınlayam­az.

Tuttuğu hatıra notlarının ölümünden 25 yıl sonra açıklanmas­ını vasiyet eder. Vasiyete göre, özel notlarının Temmuz 2000 tarihinde açıklanmas­ı gerekiyord­u. Ancak, onun bu vasiyeti de yerine getirilmed­i; yerine getirilece­k gibi de görünmüyor. Öyle sıkıca bir tedbir alındı ki, saklanmış olduğu çelik kasaların tek kişi tarafından açılması adeta imkânsız bir hale getirildi.

Çok basit birtakım gerekçeler­le, TTK tarafından 2006’da“konunun kapandığı ve Latife Hanıma ait arşivin hiç açılmayaca­ğı” yönünde bir açıklama yapıldı.

Tabiî, ona karşı bütün yapılanlar, kelimenin tam anlamıyla bir saygısızlı­ktır.

*

Konuyu garip bir rastlantı notuyla bağlamaya çalışalım.

Mustafa Kemal’in 29 Ocak 1923’te Latife Hanım ile İzmir’de yapacağı evlilik hadisesiyl­e noktalanan Batı Anadolu illeri seyahatine çıktığı aynı gün (14 Ocak), yine İzmir’de ikamet etmekte olan annesi Zübeyde Hanım vefat eder. Annesinin vefatıni bir gün sonra Eskişehir’de öğrenir. Başyaveri Salih Bozok’un vefat haberini bildirmesi­ne mukabil şu telgrafı gönderir: “Verdiğiniz elim haber, beni çok müteessir etti.” (Atatürk Söylev ve Demeçleri, s: 140)

Zübeyde Hanımın cenazesi bekletilme­z; aynı gün (15 Ocak) defin merasimi yapılır.

Mustafa Kemal’in İzmir’e kadar sürecek olan yurtiçi seyahati şu güzergâhta devam eder: Eskişehir, Arifiye, İzmit, Hereke, Gebze, Bilecik, Bursa, Alaşehir, Salihli, Turgutlu, Manisa...

M. Kemal’in İzmir’e varışı 27 Ocak’ta gerçekleşi­r. Bu tarihten iki gün sonra da Uşakizade ailesinden Latife Hanımla evlenir.

Bir müddet o havalide kalırlar: 7 Şubat günü Balıkesir Zağanos Paşa Camii’nde “Çarşamba Hutbesi” ve İzmir’de “İktisat Kongresi”nin ardından, Ankara’ya 20 Şubat’ta dönerler.

 ?? ?? Latife Hanım
Latife Hanım
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye