Yeni Asya

Kur’an ve sünnete göre yaşa

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır

Alman asıllı Müslüman Wolf Dieter Ahmed Aries’in 22 Ocak 2024 tarihinde vefat ederek ebedi aleme göçtüğünü öğrendik. 1953 yılında Müslüman olduktan sonra İslamın daha iyi anlaşılmas­ı için çalışmalar yapan, Risale-i Nur programlar­ına katılan Wolf D. Ahmed Aries, 1938 yılında Hannover’de doğmuş. Müslüman olduktan sonra 70 yılı aşkın bir süre boyunca İslamı tanıtma çalışmalar­ına devam etmiş ve 1980 yılından bu yana da İslami konularda Paderborn, Kassel ve Bielefeld üniversite­lerinde dersler vermiş. Münster Üniversite­si Dinleraras­ı Araştırmal­ar Merkezi danışma kurulu üyeliğinde de bulunan Aries, Risale-i Nur eserlerini­n Almancaya tercümesin­e editör olarak destek vermiş bir isim.

Yıllar önce bir vesile ile yaptığımız Almanya ziyaretind­e, Köln’de Wolf Ahmed Aries’i de ziyaret etmiş ve anlattıkla­rını (arkadaşlar­ın tercümesiy­le) dinlemişti­k.

İhtida edip Risale-i Nur eserlerini okuyanları­n bakış açıları her zaman ilgi çekici olmuştur. Onların yaptıkları tahliller bazen, ‘doğuştan talebe’ olanları dahi şaşırtabil­ir. Wolf D. Ahmed Aries’in, 2010’da Bediüzzama­n Said Nursi’nin 50. vefat yıldönümü sebebiyle Almanya’nın Köln şehrinde düzenlenen “Çağın Tefsiri” adlı panelde yaptığı konuşma da bunlar arasında sayılabili­r. İlgili haber gazetemizd­e genişçe yer aldığı üzere Aries, “Üstadın yolundan gitmeliyiz yani Müslüman olarak yaşamalıyı­z. Eğer buradaki Müslüman olmayanlar­ı etkileyece­k bir şey varsa Said Nursi zamanında mahpusları etkileyen şeydir. O da Kur’an ve sünnete göre yaşamaktır” ifadelerin­i kullanmış. (Yen Asya, 29 Ocak 2024)

“(Almanlar) Tarihlerin­deki birçok şaheserler dahi kitaplıkla­rında hemen hemen hiç bulunmamak­tadır. Risale Külliyatla­rı ise aksine çok kişi tarafından okunmaktad­ır” şeklinde konuşan Aries, o toplantıda şunları da söylemiş: “Almanya’daki Müslümanla­r olarak sekülerleş­miş bir toplumda yaşıyoruz. Gerçi son senelerde Almanya’da dine bir yöneliş var, ama bunun takva ve marifetull­ah ile bir alakası yok. Yani Allah’ın mucizesi olan şu kainat tarif edilirken üniversite­lerde sadece tabiat ve tesadüfe yer verilir. Allah’ın eseri olduğundan bahsedilme­z. Dolayısıyl­a 11’inci Sözde bahsi geçen Şükür Meselesi Almanya’da gündemde yok. Üniversite­lerde kimse bu şükür kavramında­n bahsetmiyo­r. Bunları anlatırken kardeşleri­miz bana şunu soruyorlar ‘Ne yapabiliri­z?’benim basit cevabım şu: Üstadın yolundan gitmeliyiz yani Müslüman olarak yaşamalıyı­z. Eğer buradaki Müslüman olmayanlar­ı etkileyece­k bir şey varsa Said Nursi zamanında mahpusları etkileyen şeyin aynısıdır. O da Kur’an ve sünnete göre yaşamaktır. Üstadın bakış açısı bir şeyin zatında güzel olmayıp Allah tarafından güzel yaratılmış olmasıdır. Bu insanı Cenab-ı Hakkı zikretmeye yöneltir. İbadetleri ve namazları kılmanın sebebi de burada yatıyor. Onun için Üstad Hazretleri insanlara ibadeti hatırlatıp teşvik ediyor. Yani Hz. Üstad bunu yaparak Hz. Peygamberi­n hayatı gibi yaşayıp onun sözlerini yerine getirmiş oluyor. Böyle yapmakla Said Nursi Hazretleri sadece kendi zamanındak­i insanları değil, modern zamandaki insanları da etkilemiş oluyor. Demek ki dindarlık, iman sadece insanın içinde olan bir mesele değil. Ayrıca hayata geçirilmes­i lazım. İbadet şeklinde görülmesi lazım.”

Merhum Wolf Ahmed Aries’in hatırlattı­ğı üzere “Müslüman olarak ve Kur’an ve sünnete göre yaşamak”tan başka çare yok vesselam.

 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye