Abd’deki siyonist işgal
Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı soykırım davasında Uluslararası Adalet Divanının verdiği “Gazze saldırılarını hemen durdur, soykırımı önleyecek tedbirleri al ve insanî yardımların önünü aç” kararları dünya genelinde büyük destek bulurken, beklendiği gibi her hal ve şartta İsrail’in destekçisi olmaktan vazgeçmeyen ABD’YI ve ortaklarını rahatsız etti.
ABD karar için “Temelsiz” iddiasında bulunurken, Güvenlik Konseyindeki temsilcisi dünyanın gözünün içine baka baka “Gazze’de katledilen tek bir sivil dahi yok” diyebildi!
7 Ekim’den bu yana İsrail’in vahşice kıydığı ve her katliam sonrası toplu halde defnedilen çoğu çocuk ve kadın, 30 bine yakın Filistinlinin yürek yakan görüntüleri ortadayken...
Bu durum, Amerikan yönetiminin siyonist lobiler tarafından ne denli kuşatılıp esir alındığını gösteren son derece ibretli bir vicdan körelmesini gözler önüne seriyor.
Ve Abd’deki bir “Filistin’e destek” mitingine katılan Demokrat Parti Senatör adayı, Lübnan asıllı işadamı Nasser Beydoun’un, Yeni Asya’ya “Önce Abd’deki İsrail işgali bitmeli” başlığıyla manşet olan “Bu kalabalık, Washington’daki siyaset makinasına etki etmez, çünkü onları AIPAC (Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi) satın aldı. İsrail lobisinin etkisi altındalar. İsrail’in Kongre ve Washington’daki işgalini sonlandırmadan, Filistin’in işgalini sona erdiremeyiz” sözlerinin isabet ve haklılığını tasdik ve teyid ediyor.
Ne yazık ki, acı gerçek bu. Dünyanın en güçlü devleti olan ABD, bütün kilit kurumlarını kontrolüne alan siyonist lobilerin kıskacında. Beyaz Saray’dan Kongre ve Senatoya, Pentagon’dan güvenlik ve istihbarat servislerine, finans sektöründen dünya çapında iş yapan dev küresel holdinglere, medyadan Stk’lara, Hollywood’dan eğlence sektörüne... her alanda yoğun bir siyonist işgali var.
Amerikan devletinin kilit adreslerine nüfuz eden ve yöneticileri parmağında oynatan bu lobi, gücünü iç ve dış bağlantılarıyla son derece sıkı bir organizasyon kurmayı başarabilmiş olmasından alıyor.
Buna mukabil Müslümanlar başta olmak üzere diğer kesimler buna alternatif olabilecek veya onu en azından bir ölçüde de olsa dengeleyebilecek böyle bir örgütlenme ve dayanışmanın hâlâ çok uzağındalar. Onun için de etkileri ya hiç yok veya çok az ve tesirsiz. Gazze saldırılarında bunu bir kez daha gördük.
Bu durumu tersine çevirmeden veya hiç değilse belli bir dengeye getirmeden Abd’nin akıl ve vicdan dışı İsrail politikalarını makul bir çizgiye çekebilmek ve Beydoun’un dediği gibi Filistin’deki İsrail işgalini sonlandırabilmek mümkün görünmüyor.